31 Temmuz 2008 Perşembe

Yolculuğumuz vee Çınar Tatildeee!!





Sabah 4.30'da yola koyulduk Çınar, babası ve ben. Hava o kadar soğuktu ki uzun kollularımızı giydik tişörtlerimizin üstüne. Çınar'ı 2-3 saatte bir mola verip emzirdim. Sabah erkenden ilk uzun molamız Afyon İkbal tesislerinde verdik. Bize gülücükler saçarak yattı arabasında. Sonra hava yavaş yavaş ısınmaya başladı.Yavaş yavaş fazla giysilerden kurtulduk.


Karnı çok acıktığı halde sıcaktan bunaldığı için emmedi. Zaten yaklaşık bir aydır çok istekli emmiyor, bir de üstüne sıcak gelince hiç emmedi, aç aç yolculuk yaptı. Sıcaktan bunalmadığı sürece hep uyudu. Ta ki öğlen hava sıcaklığı 45 dereceyi gösterene kadar. Ana kucağının içine terletmesin diye bir havluyu kesip yerleştirdiğim halde yine de sırtı çok terledi.


Mola verdiğimiz yerde arabadan indiğimizde neye döndüğümüzü şaşırdık. Ah Ankaram güzel Ankaram diye diye klimaların bile serinletemediği tesiste Çınar'ın altını almam için yine bizi üst katta bir odaya daha doğrusu hamam mı desem havlet mi desem , sıcak ötesi bir odaya tıktılar. Klimayı çalıştırdığımız halde işe yaramadı. Ufak bir üst değişikliğinden sonra 2-3 saat arabada şarkılar, kitaplar, oyunlar derken bir türlü yaklaşamadık Bodrum'a. Bir de üstüne radara girip 200 ytl ceza yedik, tam oldu.
(-Yapmayın etmeyin memur beeeey-)

Serkan her molada " Bu son bir daha mola vermeyelim" deyip durdu ama Çınar emmediği için sürekli durmak zorunda kaldık. En son Söke otobanına girdiğimizde bağırmaya başlaadı yavru ördeğim. Sıcaktan sırılsıklam kalmıştı. Ne yaptıysam kar etmedi. Ayağımda, daha doğrusu dizimde salladım ve hafif sersemleyince emzirdim. Biraz emdi ve uyudu.


Yola çıktık ama bir türlü varamadık Bodrum'a. Güya erkenden çıkalım da sıcağa kalmayalım dedik ama bütün gün sıcağın altında yaptık yolculuğu. Tam 13 saat sürdü otele varmamız. Bodrum'a girdiğimizde kucağımda "Aaaaa hın hın var, düüüüt, köpeğim hav hav der, köpeğim benden ne ister, kırmızı balık göööldeee...." sesleriyle otele kadar zar zor oyaladım. Otele gittiğimizde aç, terli ve sırtınına kadar tuvaleti geçmiş vaziyetteydi.


Yavrum benim yine de o kadar akıllıydı ki, bizi son ana kadar üzmedi. Çok dayandı ama ne yapsın çok sıcaktı. Sıcaktan bunalınca da oyuncaklarıyla konuştu durdu. Eee, eee, aaa, aaa....diye. Kimbilir, belki bizi şikayet etti.


Odaya girer girmez hemen Çınar'ı soydum. Kollarını açarak, kendini öyle bir bırakmıştı ki yatağa görülmeye değerdi. O bile yatağa kendini atınca rahatladı. Hemen ılık bir duşa soktuk oğluşumu. Mutluluktan çıldırdı fındığım. Sonra da onu havuz kenarında ana kucağına yatırıp havuza girdik, bir yatışı vardı ki efe gibi. Ohh be tatildeyim der gibiydi.

(-"Kızlar da güzelmiş haa. Babamla beraber keselim şu kızları"-)
Akşam yemeğini hiç söylemeyim zaten. Yemeği nasıl aldığımı, bir lokma yiyip de nasıl odaya gittiğimi bilemedim. Şu an açlıktan ölmek üzereyim. Gece yemeğini bekliyorum. Yemekten sonra Serkan odaya geldiğinde tatilimizin renginin nasıl olacağını anladık. Yarısından çoğu odada.




Güzel haber; şansımıza daha doğrusu ricamız üzerine tam havuzun önündeki evi vermişler bize. Böylece odaya kamerasını kurup, o uyurken biz havuza girebileceğiz. 11'den önce de beraberiz zaten. Bakalım yarın ilk deniz keyfi nasıl geçecek.


Kötü haber ise; sanırım dişimiz çıkıyor ve ishalle birlikte akşamki mızmızlanmasının sebebi de bu anladığım kadarıyla. Sol alt dişlerinden biri patlamak üzere. En korktuğum şey başıma geldi. Tatilde diş çıkarmaya başladı!


(-"Yafu daha önce neden getirmediniz beni buraya?"-)

Şimdi ilk günden sonunu tahmin edebildiğim tatilde tek istediğim bir an önce yazlığa, sonra da evimize kapağı atmak. Zaten neden arabayla geldiğimizi halen anlayamadık. Neden kimse bizi uyarmadı acaba? Çocukla 800 km yola arabayla çıkılır mı hiç? Otele gelir gelmez benim ve Çınar'ın uçak biletini ayırttık hemen. Çınar tekrar aynı sabırı gösterir mi bilemem ama sanırım ben aynı sınavı bir daha veremem.

1 yorum:

Burcu dedi ki...

Akıllıdır benim Çınarcım annesi, üzmez sizi tatilde, uslu uslu kızları keser merak etme sen...4,5 ayın yorgunluğunu atmaya çalış üzerinden. Baksana nasıl kurulmuş ana kucağına minik sıpa. Darısı 3 hafta sonra Arda arkadaşının başına... Neyse ki biz yolu 2ye bölücez de 13 saat yollarda sefillik çekmiycez.. Bu da bana ders olsun :) Öptüm hepinizi, en çok da Çınarcığımı...