19 Ağustos 2010 Perşembe

Fotoropörtaj//Okullu oluyoruz sanırsam :o



Bugünlerde yine içimde savaşıyorum kendimle. Bir diyorum ki 1 ay sonra tam 2,5 olduğunda yazdır anaokuluna. Diğer yanım da diyor ki sabah sıcak yatağından kalkıp evin içinde dolaşmak yerine kışın arabaya atlayıp okula gidecek.
Sonra da diyorum çok mu acıyoruz biz çocuklarımıza. Ne var  azıcık da üşüsün, azıcık da zorluk çeksin.

 Zor oldu benim için. Kararımı verdim rahatladım.
 Bir de işin içinde olunca biraz zor beğeniyor insan. Armutun sapı, elmanın çöpü derken üniversiteden hocamın açtığı okulda karar kıldım. Kesin tarihi belli değil ama yarım gün olarak bir süre devam edecek. Bu arada bakıcı ablamız da bizimle kalmaya devam eder.


Çınar namaz kılıyor :))

Eğitim programı ve başka okullarda olmayan pek çok eğitim köşeleri,  sınıfları çok ama çok güzel ve High Scope ile Reggio Emilia yaklaşımını benimsemesi ise cabası. Doğa ve bilim ağırlıklı bir eğitim anlayışı. Tek eksiği ingilizcenin sadece ders olarak verilmesi. Tercih meselesi tabii ama ben hep sadece ingilizce eğitim veren bir okul olsun istemiştim.


Gelelim fotolara. Çınar'ın bir günlük yaramazlık öyküsü. Bir günde içinde yaptığımız muzurluklar. Üstteki resimde kışlık şapkasını takmış havuza kar topu oynamaya iniyormuş öyle diyor :o



havuzda kar topu oynuyor :D




 bluzünün yakasını 10 cm daha genişletmeye çalışırken. aklınca soyunuyor.







imkansızı istediği anlar



....veee yatakta sızarak başlayan huzur

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bıt bıt bıt


 

Sıcaktan kaçıp odama sığınan iri kara sinek beni rahatsız ededursun, havalar daha yaşanası hale geldi 2 gündür. Hatta dün akşam uzun zamandır hasretini çektiğim bir duyguyu yaşadım, üşüdüm.  Üşümek hiç bu kadar güzel gelmemişti. Oruç bu sıcaklarda sarsar mı diye endişeleniyordum ama hiç etkilemedi beni. Korktuğum başıma gelmedi.




Yemek yenmeyince hafta sonları ne kadar da uzun geliyor. Meğer yemek yemek günün ciddi bir kısmını alıyormuş. Çınar için de aynı şey geçerli. Pek yemekle arası yok yine. Hatta doktorunu arayıp iştah açıcı şurup mu versek diye bir danışacağım.

Bugün bakıcı ablasına "Sakın israr etme. 2 kez kafayı çevirdi mi sen bilirsin de, kaldır" dedim. Sonuçta ne değişiyor. 5 kaşık daha fazla yiyor. Biraz aç kalması lazım, açlığı görsün 3-4 gün sonra tıpış tıpış geliyor diye UMUT EDİYORUM :( İşimiz umutlara kaldı.
Yok yok takmıyorum yememesini :((((



Hafta sonları geldi mi babacı oluyor minik ördek. Babam aşağı, babam yukarı. Geceleri "beyaber uyuyam" diye ısrar ediyor. Baba dünden hazır. Teklifi kabul görünce "Baba şenin yatakta yatam" önerisi geliyor. Ohh o da kabul oldu.

 İşin enteresan yanı, bizimle beraber uyuyunca sabaha kadar tık yok. Hiiiç uyanmadan uyuyor. Bana iyi geliyor ama alışacak diye her zaman izin vermiyorum. Bunu 2 şeye bağlıyorum. Ya biz klimayla uyuyoruz, serin serin rahatlıyor ve odasında terlediği için uyanıyor ya da korkularının iyice arttığı şu günlerde bizim yanımızda korkmuyor.

Sese ve kokulara o kadar duyarlı ki her sesi, her şeyi soruyor. Ne kokuyoooy,  bu şeş, ne şeşi anneee?

Geceleri de köpek havlamaları, araba sesleri, davulcu sesi çok korkutuyor onu.
 Geçen uyandı. Bir yandan da gözler kapalı "Anne ben uçuyoooooom" diye ağlıyor. Rüya görmüş besbelli.
Nerde uçuyorsun oğluuuum diye soruyorum ama hala gözler kapalı uçuyooom diye ağlıyor. Sonra birden bire düğmeye basılmış gibi sustu, kendi yastığa attı ve uyudu.



Arabada giderken konuşma performansı en üst seviyeye çıkıyor. Geçen gün süre tuttum, maximum susma süresi 4sn. Bunun dışında mütemadiyen konuşuyor.
Bir yandan radyo, bir yandan Çınar'ın sesi aynı anda çekilmiyor. Radyoyu da kapattırmayıp aksine sesini iyice açtırıyor. Yolculuklarımız cümbüş yani.
Olsun, herşeye rağmen, sessizlik bile özletiyor sesini çok çeneli oğlum benim.




5 Ağustos 2010 Perşembe

Ufak notlar, T T'leri ikna yolları ve iki oyuncak

Yokum uzun zamandır, çok şey birikti.
Baktım da 3 hafta geçmiş en zon yazdığımdan bu yana.
Şu aralar gündemimizde sıcaklar mevcut. Tum hayatımızı olumsuz etkiliyor. Ben ömrümde Ankara'da sıcaktan boylesine muzdarip oldugumu hatırlamıyorum. Bunda yeni evimizin fazla gunes aliyor ve 15.katta oturuyor olmamizin payı oldukca buyuk sanırsam.

Çinar tüm gün salonda yiyor, oynuyor ve uyuyor. Klimanin yapay havası can damarımız şu ara.
Ördek gibi olduk. Gündüzleri bakici ablasi ona 2 kez duş aldıryıor, aksamları havuzda yüzüyor ve ardından yine duş aliyor.Sıcakla mücadelemiz çeşitli şekillerde devam ediyor. Evin küçük ördegi de bundan müthiş keyif alıyor tabiiiii :p


Banyoya girene kadar aramız terayağlı iskender kıvamında. Bana ihtiyacı kalmadığı anda"Çııııııııııııık, ben duş ayıyoyuuum" diyip bizi kovuyor. Çıkmadan 5 dk öncesinden psikolojik olarak hazırlıyoruz ki, muhabere daha sakin sonuçlansın.
Çıkmadan önce 10'a kadar sayıyorum ve suyu kendisinin kapatmasına izin veriyorum çünkü o zaman sessizce çıkıyor. Suyu kapatmak sanki çok özel, sadece büyüklerin yapacağı birşeymis gibi bir hava yarattım ki, suyu kapatmak icin can atsın ve böylelikle banyodan daha az ağlamayla çıkabilelim. Gerçekten işe yarıyor ama ;)



Çınar ve Demir haftasonu berberdeler


Bu 10'a kadar saymayı herşeyde kullanıyorum. Önce "Birazdan saymaya başlayacağım, haberin olsun" diyorum.Sonra  "10'a kadar saydigimda salincaktan iniyorsun ve eve gidiyoruz" diyorum ve sayiyorum. Eger itiraz ederse onu sevdigi birşeyden men ediyorum ve bu yüzden genelde kurala uyuyor. Uydugu zamanlarda aldigi sözel pekiştirecler onu muthis motive ediyor. Babasina kendi aramizda gizlice konusuyormus gibi yapip, saydiktan sonra hemen tamam diyip salincaktan indiğini anlatiyorum. Aman bizi dinlerken keyiften dört köşe oluyor.

Özellikle akşamlari uyumamak icin onun 50 takla, bizim de uyumaya ikna etmek icin 500 takla attigimiz durumlarda çok ise yariyor. "Eger 10 dediğimde kafanı yastığa koymamış olursan ben odadan çıkıyorum" diyorum. Bazen kafayi koyup uyuyor, bazen de "Ya anne ben büyümek isteniyonnn" diyerek isyan ediyor.
Çınar ve Demirr hafta sonu berberdeler.

Ravensburger'in ürünlerini cok begeniyorum. Hemen yeni aldığım bir materyali tavsiye edeyim. Colorama adlı oyun renk, şekil kavramlariını bir arada kullanmayi, görsel algi, dikkat, ayırt etme, eşleştirme becerilerini destekliyor. Şu anda içindeki zarları kullanmadan oynuyoruz ama 3 yaşından sonra zarlarla da oynanilabilir. Bunu alırken bir de Figurix diye bir oyun gordum. Ona da bayıldım. Onu 3 yaşından sonra daha rahat oynayacagi icin almadım henüz.
 Aldığım bir  kartlı oyuncak daha var aslında ama şimdi adını hatırlayamadığım için yazamıyorum.
O da bebegimenealsam.blogspot' a kalsın artık :)