

Gönderen
Sermin
zaman:
14:36
21
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Doğumgünü, Ne zaman neler öğrendim?
Öyle duygusal şeyler yazmayacağım bu sefer. 2 senelik anneliğimi ve Çınar'ımın Çanakkale'sine yaptığı çıkartmanın zaferini tüm yurtla beraber kutladık. Aslında bir ön kutlama yaptık. O günün önem ve mahiyetine uygun olarak hemen bir pasta alıp çekirdek aile şeklinde kutladık.
Ben taşınmanın verdiği yorgunluktan mıdır nedir, bu sene çok bir heyecan yapamadım. Daha aile efradını toplayıp kutlama da yapamadık. Bu sene arkadaşlarımızla olan doğumgünü kutlamasını yapacak hiç gücüm de yok.
O kadar vakitsizim ki, ona ayıracak vaktim ve gücüm yok. Beynimin "yapılacak öncelikli işler kısmı"nda daha evi son haliyle yerleştirme olduğu için diğer öncelikler arka sıralarda kalıp, zaman aşımına uğruyor.
Video evde o günün hatırına kendi aramızda yaptığımız ufak çaplı, ön kutlamamızdan.
Gönderen
Sermin
zaman:
15:12
28
yorum
Etiketler: Doğumgünü, Ne zaman neler öğrendim?
Bir hafta önce bezimize veda edip, tuvalet eğitimimize başladık.
Aslında 3 ay önce yine başlamıştım. 2 günde bayağı da yol katetmiştik ta ki büyük tuvaletini lazımlıkta görene kadar.
"Anne gookuu" diye bacağıma sarılıp ağladığı anda bitirdim eğitimi.
Aslında beklenen birşey bu. Çoğu çocuk onu kolu, bacağı, ciğeri gibi vücudundan bir parça şeklinde düşünüp ayrılmak istemiyor ve lazımlığın içinde görünce korkuyor.
Neyse ki bizde ayrılmak istememe yaşanmadı.
Geçen hafta akşam ona artık bez takmayacağını, sadece uyurken bez takacağını söyledim. Tuvaletin sadece klozete ya da lazımlığa yapıldığını anlattım. Bir de tuvalet eğitimiyle ilgili bir kermesten aldığım bir kitap vardı, onu okudum ona.
İlk başta çok garip geldi ona ve akşam saat 6'dan 8.30'a kadar her 10 dk'da bir pantolonuna çiş yaptı. Ben pantolonunu yıkayıp, asıp, yeni pantolon giydirene kadar yenisini yapmış oluyordu. Bir türlü lazımlığa gitmeye fırsat kalmadı.
Normalde bu kadar sık yapmaz tabii. Değişik bir durum olduğu için bilerek yaptı kendileri :)
Ertesi gün daha seyrek olmakla beraber yine bir dolu pantolon değiştirdik. Ama o günün asıl skoru 2'ydi. 2 kez lazımlığa denk getirmeyi başarabildik.
Zaten önemli olan lazımlığa ilk denk getiriş, sonrası daha kolay işliyor.
Çünkü lazımlığa yaptığında eline çıkartma yapıştırdım, kapıya bir kağıt astım ve gülen çocuk çizdim.
Lazımlığını klozete kendisinin boşaltıp, ardından sifona kendisinin basmasına izin verdim ki sifona basmaya bayılıyor. Ennn önemlisi ise sifonu çektikten sonra çişiyle vedalaşma faslı oldu. Beraber el sallayıp, hoşçakaaaal demek lazımlığa oturması için bir sebep oldu.
Bir de tuvalet kağıdıyla pipisini silip, ardından ellerini yıkama fikri de çok hoşuna gitti tabii.
2. günde 15 dk'da bir tuvalete götürdüm. 3. günde 20 dk'da bir. 4. günde 30 dkd'a bir.Bu arada kağıdının üzerine sembol pekiştireç olarak ne istiyorsa onu çizdim.
4. günde pipisini tuttuğu zaman çişi geldiğini anladım. O gün sadece 1 kez kaçırdı. O günden bu yana ise her tuvalete götürdüğümde yaptı ve herhangi bir kaza yaşamadık çok şükür.
Şimdi saatte bir ya da her pipisini tuttuğunda tuvalete götürüyorum. Ya da soruyorum var mı diye. Ya yok diyor, ya da geldi diyip tuvalete koşuyor.
Uykuda ve dışarı çıkarken kilot şeklinde olan ilk adımlar bezini takıyorum ama onu kilot diye tanıttım. "Daha sıcak tutsun diye bunu giydiriyorum" diyorum. Gün içerisinde normal kilot giyiyor artık. Adam oldu be!! Çok hoşuma gidiyor.
Şimdi sırada tuvaletini söylemesi ve geceleri tutması var.
Çoğunlukla söyledikten sonra ve tutmayı öğrendikten sonra birdenbire geceleri de yapmayı kesiyorlar. Onu bekliyorum. Yoksa şu anda gece uyandırmak çok zor geliyor bana. Başaramazsak, kalkmayı deneyeceğiz.
Yazının özü: Popolara özgürlük!!!!!!!!!!!
Gönderen
Sermin
zaman:
13:50
39
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?, Tuvalet Eğitimi
Gönderen
Sermin
zaman:
06:17
25
yorum
Etiketler: Konuşma-Dil Gelişimi, Ne zaman neler öğrendim?, Uyku
Gönderen
Sermin
zaman:
03:04
23
yorum
Etiketler: İlklerim, Konuşma-Dil Gelişimi, Ne zaman neler öğrendim?
20 aylık olduğumuz şu günlerde;
*Uzun zamandır ilk kez babaanneye bırakıp "ben gidiyorum oğlum hoşçakal" dedikten sonra arkadan iki gözü iki çeşme ağlamasına, boncuk boncuk dökülen gözyaşlarına içim parçalana parçalana gitmeden , gülücüklerle uğurlandım :)
* Eve döndüğümde kuzeni yerine beni görünce sinirlenip, kucağıma almamı istemedi ilk kez :)
* Evde herhangi bir zamanda kucağıma almak istediğimde ıh ıhh diyip arkasını dönüp gitti.
*Son haftalarda daha az kucağıma gelmek istedi :)
* Akşamları uyumadan önce emdiği memede uyuyakalma faslı bitti. Emdikten sonra yatağı gösteriyor. Yatırıyorum, koltuğa oturup biraz bekleyip, çıkıyorum :)
*Misafirliğe gittiğimizde evde bulunan insanlara öcü görmüş gibi muamele yapmıyor. Kucağıma gelmeden sessizce elimden tutup bekliyor.
*Dışarıda kendisini seven insanlara küfür eder gibi somurtup,kızmıyor. Artık onlara uzaktan el sallıyor ve gülücükler saçıyor.
"Artık daha sosyaliz yani."
1 aydır siyam ikizleri modundan yavaş yavaş çıkıyoruz. Kendimi daha özgür hissediyorum. Sanırım Çınar da öyle.
Gönderen
Sermin
zaman:
13:24
19
yorum
Etiketler: Gezmede, Günce, Ne zaman neler öğrendim?
15 aydan sonra Çınar bambaşka bir çocuk oldu. O sakiiiin, mülayim çocuk gitti yerine inatçı, dediğim dedik ve çok hareketli bir çocuk geldi.
Özellikle son 1 haftadır inatçılık hat safhaya çıktı. Artık kendini konuşarak ifade edebildiği için anlamamazlıktan da gelemiyorum :)
Favori ifademiz ııh-ıhh ya da hayaa(hayır). Herşey ıh-ıhh. Özellikle soru eki -mi ile biten her kelime ıh-ıhhla cevap buluyor. En sevdiği şeyleri bile sorduğumuzda reddediyor. Mesela alışveriş merkezlerindeki tırtıllara asla karşı koyamaz. "Tırtıla binecek misin?" ıhh-ıhhh."O zaman trene binelim mi?" ıhh ıhhh.
Ne söylediğimize bakmıyor bile amaç annenin babanın söylediğine karşı çıkmak.
Şimdiki çocuklar eski gelişim testlerine göre hep daha ileri düzeyde çıkıyor. Bunda daha çok uyaranlı, daha çok işitsel, sözel, görsel girdilerin verilmesinin payı büyük diye düşünüyorum. Dolayısıyla çocuklar zihinsel olarak yaşından biraz daha ileri düzeyde oluyor.
Bunun sonucu ise çocuk gelişiminde bulunan kritik dönemlerin daha çabuk yaşanması. Bizim önümüzdeki kritik dönemse "terrible two" ya da 2 yaş sendromu.
Çınar'ın 2 yaş sendromuna girdiğini düşünüyordum da yüksek sesle söyleyemiyordum. Dün 19 aylık kontrolümüze gittiğimizde doktorumuzun da onaylaması üzerine yeni bir sendromumuz ve Çınar'la evimize döndük. Hemen bir acil eylem planı oluşturdum. Hangi durumda ne yapmalı, neler yapmamalı.. Bunu sonra ayrı bir yazı şeklinde yazarım. Önce sinirlerimi aldırmam lazım.
Biz bu inatçılığı sevmediği şeylerde daha yoğun yaşıyoruz. Nedir bu? Tabii ki yemek.
İstemiyorsa hemen kafayı sallayıp ıhh-ıhh ya da yemeğin ortasında tabağı uzatıp "ah ah doooduu" ( al al doydum). "Bunu da ye oğlum, hadi bitirelim" dediğimde bir çığlık ve yüsek perdeden "dooooduuuuuuuuuuuuu" (doydum dedim ya sana kadın) diyerek ağzımın payını veriyor.
Bense tabağı alıp tıpış tıpış kalkıyorum masadan. Emir büyük yerden napalım.
Son bir ayda neler değişti?
Motor becerilerinde ufak da olsa ilerleme var.
Merdivenden bir yerden tutunmadan inmeye çalışıyor bazen başarılı oluyor.
Müthiş top oynuyor. Topu yere koyuyor. 4-5 adım geri gidip mesafeyi alıyor ve koşarak topa vuruyor. Bunu kimse öğretmedi sanırım babasıyla oynarken onu gözlemiş.
Kalemle daha güzel karalama yapıyor. Önceden dikey, yatay hareketlerle karalama yaparken şimdi dairesel karalama yapabiliyor.
Yap-bozlarla daha çok ilgileniyor. Tam olarak takamasa da takmak için bayağı çaba sarfediyor. En azından daha uzun süre dikkatini yoğunlaştırarak oynuyor.
Şarkı söylüyor. Pıtırcık serisinin sesli kitaplarını çok seviyor. Şarkılı olanları hiç durmadan arka arkaya 50 000 kez dinliyor. Şarkıya eşlik etmeye çalışıyor. İçinden belli başlı kelimeleri şarkıyla beraber söylüyor ve melodisini kendince birşeyler söylerek taklit etmeye çalışıyor. Benzetiyor da.
Müziğe olan yeteneğini bebekler için müzik kursuna göndererek değerlendirmek istiyorum ama domuz gribinden dolayı biryere hareket edemiyorum.
Gönderen
Sermin
zaman:
02:38
26
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Ne zaman neler öğrendim?
Uyumak için biraz anne sütü ve kulağa sokulmuş bir tutam anne saçından yavaş yavaş vazgeçip kendi kendine uyumayı öğrendiği şu günlerde tam bir yerden bitme oldu artık.
O küçük bir çocuk. Artık bunu kabul etmenin vakti geldi.
Dün e-learning kapsamında master yapmayı düşündüğüm bir üniversitenin ilgilisi başlayıp başlamayacağımı sorduğunda verdiğim cevaba mı yoksa aldığım cevabı şaşırdım bilmiyorum.
- "emin değilim. benim bebeğim oldu da"
- hayırlı olsun hanımefendi.
Şimdi kadın beni kucağına minik bir bebekle düşünürken ne bilsin içeride anniiiiiii diye bağıran 1,5 yaşında bir fındık kurdu olduğunu.
Hala farkında olmadan bebek diyorum minik danaya.
Gönderen
Sermin
zaman:
23:42
22
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Ne zaman neler öğrendim?
Anne, Baba, Anneanne, Dede
Adda, Mama, Meme, Aba (abla)
Abi, Bebe (bebek), Bala (balık), Ah (al)
Del (gel), Ti tak (tik tak), Gak gak, Ku /Ka (kuş)
Et ( İbrahim Tatlıses kıvamında, genizden), Aç, Attı
Ala (alo), Haşi (hapşu), Kı kı (dıgıdık dıkgıdık)
Bunun dışında "Ferhat" gibi kullandığı ama Türkçe'ye çeviremediğim kelimeleri ve ses taklitleri var.
9-18 aylar arasında görülen "jargon" Çınar'da da görülüyor. Jargon yetişkin konuşmasına benzer ses ve tonlama ile çocuğun yetişkin konuşmasını taklit ettiği bir ses çıkarma tipidir.
Çınar bunu o kadar çok yapıyor ki 19 Mayıs'ta Antalya'ya gittiğimizde restaurantta İngiliz bir teyzeyla amcanın yanına gidip hızlı hızlı birşeyler anlatmaya başlamıştı. Kadın inanamadı ve amcaya dönüp "oooo ne kadar da güzel konuşuyor "dedi. Kadın Türkçe bilmediği için Çınar'ın Türkçe birşeyler anlattığını düşündü. Ne bilsin Çınar'ın salladığını :))
Bu ayların dil gelişimi ile ilgili diğer bir noktada duyduğu bazı kelimeleri taklit edip bir daha kullanmamalarıdır. Bunun dışında ünlü-ünsüz birleşimleri ile kelime benzeri ama anlamı olmayan kalıpları hep aynı şeyleri tanımlamak için kullanırlar. Çınar'ın bir "o-a"sı vardır. Ağzını kocaman açıp o-a der ama ne için söylediğini hala anlayabilmiş değilim.
Boyu ve kilosunu bilemiyorum. Geçen ay 10.500 kg idi. Şu ara kendi tartımızda 11 kg gösterse de her zaman ondan daha az çıkıyor. 10.750 falan oldu sanırım.
Gönderen
Sermin
zaman:
03:32
22
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Basında Biz :), Konuşma-Dil Gelişimi, Ne zaman neler öğrendim?
Senin o bir o yana bir bu yana salladığın totonu, havada duran kollarını yerrriiiimmm....
Araba ve bebekle oynamanın kesinlikle genlerden gelen birşey olduğunu ve cinsiyete bağlı olarak baskın olduğuna inanıyorum.
Hiçbir şekilde arabayla oynaması için yönlendirilmedi. Ne kadar arabası varsa o kadar ayıcık vb. oyuncağı var ama Çınar yine de gidip arabalarla oynamayı tercih ediyor.
Elinde araba bütün evi bu şekilde dolaşıyor. Bir de şimdilerde sürerken dudaklarıyla hava çıkartarak sesini taklit etmeye çalışıyor erkekim.
Yürüme konusunda daha da uzmanlaştık. Şöyle ki; daha az düşüyor, kolların havada kalma süresi daha az ;)) Kollarını direksiyon olarak kullanıyor. Onlarla hem yön veriyor hem de dengeyi sağlıyor :)
Gönderen
Sermin
zaman:
14:31
21
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?, Tatil, Video
1,5 ayda minik bir adama dönüşmüş oğlumla burdayız yeniden.özlemişiz seni günlük.
bu dönemde neler yaptığımızı kaydedemedik. kısa bir özet...
emekleme konusunda "jet" hızına erişti. 4 gün önce de birden bire uzun süre tay tay durup 3 adım attı. ama işin ilginci bunu birden birgünde yapması.
ben çınar'ın direk koşacağına eminim.
en güzel gelişmeyi konuşma-dil gelişiminde gösterdi Çınarişkom.
özne+gel kalıbını kullanıyoruz. anne gel, aba gel.
şimdi "anne-al"ı arada sıradakullanıyor ama sadece birleşim şeklinde. tek kelimelerimiz oldukça çeşitlendi.
sürrreekli konuşuyor. bıdır bıdır hiç susmuyor. arabada, banyoda, parkta, kapıyı çalanlara, yolda gördüklerine ve özellikle mağazalarda çalışan ablalara :))
yemek konusunda 2 arpa boyu ilerleyip 1 arpa boyu geriliyoruz. bir günü bir gününü tutmuyor. bir gün herşeyden yiyor 2.gün aynı yemeğe ağzını açmıyor. idare ediyoruz işte.
kendi kendine yemek yemeyi arada sırada ayna karşısında çalışmıştık. geçen gün anneannesine illa ben yiyeceğim diye tutturdu. kaşığı istedi, verdik.
sonuç yukarıda :)
Gönderen
Sermin
zaman:
13:30
26
yorum
Etiketler: Beslenme, Konuşma-Dil Gelişimi, Ne zaman neler öğrendim?, Video
1 haftadır sabahları yatağın içinde otururken buluyoruz Çınar'ı. Uyanıp oturuyor, kendi kendine konuşuyor. Uzun bir süre devam eden konuşmasına karşılık kimse gelip onu almayınca bağırmaya başlıyor, beni alıııııın der gibi. Bi zahmet kalkıp bakıyoruz, yatağın içinde şapşirik şapşirik oturmuş bakıyor.
Sonrasında bıraktığımız yerde hemen yüzüstü dönüp, ayaklarının üstünde popo havada köprü yapıp, oturma pozisyonuna geçiyor. Altını değiştirirken de dahil. Zaten savaş haline dönüşen bez değiştirme zamanlarımız şimdi daha da zorlaştı. Eline vazgeçemeyeceği birşey vermediğim taktirde kaçmaya çalışıyor.
Bu, yatarken oturma pozisyonuna geçme durumunu kendince geliştirip, bugün emeklemeye dönüştürdü Çınarişkom. Şimdi durdurabilene aşkolsun. İlk önce kendine güvenemiyor. Bayağı bir düşünüyor. Popoyu kaldırıyor, ellerinin üstünde köprü yapıp, vazgeçiyor. Sonra birden gözünü karartıp, robot gibi kendince emekliyor. Birkaç güne bayağı bir hız kazanacak gibi.
Gönderen
Sermin
zaman:
12:45
19
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Ne zaman neler öğrendim?, Video
Gönderen
Sermin
zaman:
10:18
21
yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Ne zaman neler öğrendim?
Gönderen
Sermin
zaman:
12:35
14
yorum
Etiketler: Gezmede, Günce, Ne zaman neler öğrendim?
Teyzesinin doğumgünü şerefine taktık, takıştırdık ana oğul. Oğlum çekti gömlekle kravatını, canti canti eşlik etti bana. Önce inceledi boynundan sarkan uzantıyı, çekti çekiştirdi. Koparamayınca savaşmaktan vazgeçti.
Erkekime bu güzel kravatı ve ayrıca papyonu taaa Antalya'lardan alıp, getiren Sardunya'ya da Çınar adına teşekkür ederim.
Çınar bu 1 haftada çok değişti. Hızla büyüyor ve ben hızına yetişemiyorum.
Gel-gel yapmayı öğrendi. Her akşam camın önünde dışarıyı seyredip, babamızı beklerken" gel oğlumun babası gel gel" tekrarları sonucunda bir baktım o da gel gel yapmaya çalışıyor. Bir yandan da elini seyrediyor :)) Şimdi akşama kadar sürekli gel-gel çalışmaları yapıyor. Bir de birşeyi istediğinde "ver" anlamında kullanıyor bu işareti. Kucağa alınmak istediğinde de uzaktan bize gel gel yapıp kollarını bize uzatıyor. Gel de alma!
Gitmek istediği kişinin kucağına doğru atlıyor. (Bunu sabırsızlıkla bekliyordum.)
Heceleri çok çeşitlendi. Sürekli konuşma halinde.
Karşılıklı top oynuyor. Topu tek eliyle tutup bana doğru atmaya çalışıyor ama yana doğru gidiyor.
Adımlamayı pek beceremiyordu. Kollarından tutunca yavaş yavaş adım atmayı öğrendi.
Emekler gibi pozisyonlayınca öyle kalıyor. Hiiiç kımıldamıyor. Ne yapacağını şaşırıyor sanki biraz. Şimdi yavaş yavaş poposunu ileri geri oynatıyor.
Nesneleri kutunun içinden tek tek çıkarıyor ama içine henüz koyamıyor. Bunun için daha erken zaten. Karşılıklı oturup kutudan küpleri çıkarma ve "ver "yönergesine uyma oynuyoruz. 10 yıl süresince öğrencilerimle her gün defalarca kez çalıştığım nesneleri kaptan çıkarma, doldurma etkinliğini Çınar'la yapmak bir garip geldi.
Milyonlarca kez çalıştım, milyonlarca kez elime aldım o kutuları. Mağazaya gidip de o içiçe geçen kutuları, sallabaşı, küpleri, şekil kutusunu görünce içim daraldı. Oyuncak gibi gelmiyor onlar artık bana. Seviyorum mesleğimi ama o kadar çok tekrar gerektiriyor ki engelli bir çocuğa sıfırdan yeni şeyler öğretmek, evde materyalleri gördükçe tekrar tekrar yaşıyorum seansalrı. İçiçe koymaya çalışıyorum kutuları, kutunun içine koyduğum bir nesneyi aylarca çıkarttırmaya çalışıyorum öğrencilerime, tuturmaya çalışıyorum sallabaşın halkasını, 2 küpü üst üste koymak için onlarca tekrar yapıyorum.
Çok zevkli, çok tatmin edici, hele ki verdiklerini almaya başladığında tadından yenilmiyor bu iş ama aynı şeyleri yıllarca her gün, farklı çocuklarla da olsa tekrar etmek sersemletiyor insanı. Bir süre sonra sen de rezim çizeceğin zaman çöp adam çizmeye, bulaşık yıkarken "kırmızı balıııık gööölde" diye şarkı söylemeye başlıyor hatta bunu kanıksıyorsun.
Normal gelişim gösteren çocuklar hep çok zeki gelmiştir bana. Halbuki normal sınırlar içerisinde becerilere sahip olmakla ne kadar da şanslılar,bu azınlıkmış gibi görünüp ama bana çoğunlukmuş gibi gelen "farklı gelişim gösteren çocukların" arasında.
Çok şanslıyız çooook. Her gün dualar ettim hamileyken. Sadece "normal, sağlıklı" olsun dedim. Allah'ıma binlerce şükür dualarım kabul oldu ve onunla oturup kutunun içinden nesneleri çıkarmak bana gerçekten çok garip geliyor. Verdiğini hemen öğreniyor ya, çok güzel bir duygu bu.
Ben hala her gece dularımda tüm farklı gelişim gösteren çocukların yaşıtlarının gelişimlerini yakalaması ve aillerine güç kuvvet vermesi için Allah'a dua ediyorum. Çok güzeller...Çok sevgi dolu, verdiğin en ufacık ilgiye, sevgiye karşılık veren çocuklar onlar.
Çıkamadıkları merdivenleri bir an önce pıtır pıtır tamamlamlar umarım.
Gönderen
Sermin
zaman:
10:31
24
yorum
Etiketler: Eğitim, Ne zaman neler öğrendim?
Gönderen
Sermin
zaman:
06:29
9
yorum
Etiketler: Dişler çıkarken, Ne zaman neler öğrendim?
Gönderen
Sermin
zaman:
06:06
5
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?
Gönderen
Sermin
zaman:
04:43
4
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?, Uyku
Çınar dilini çıkartarak ağzını şapırdatmayı öğrendi. Biz yaptıkça bizi taklit ediyor. Konuşma öncesi hazırlıklarını yapıyor çokoprensim.
.....Çınar taklit ediyor, Çınar öğreniyor, Çınar büyüyor....
Gönderen
Sermin
zaman:
12:10
4
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?
Gönderen
Sermin
zaman:
13:51
0
yorum
Etiketler: Ne zaman neler öğrendim?