28 Mayıs 2010 Cuma

Denizci



-Anneee döjüme havuj kaçtııı!!(gözüme havuz kaçtı)


Bilinçli olarak denize girdiği ilk deneyimin spot cümlesi.

Ne yapıyoruz?

Çınar: Sürekli ama sürekli konuşuyor. Etrafımızdaki bütün komşuları çenesiyle bıktırdı. Cidden ama, insanlar bıktı.

Bu akşam karşı komşuyu uzun bir süre

*şen napiyo şen?

*nemoo(memo) şenin adın ne?

*şen nemane yiyoşun (neler yiyorsun),

*ben yuk-aşaaa indim, tendim indim. (yukarıdan aşağı indim)

cümle kalıplarının sırayla 10000 kez tekrarlanıp araya yeni cümleler, yeni sorular ekleyerek Çınar'ın mütemadiyen, nefes almadan soru sorup birşeyler anlatması sonucu adamcağız " Yaww siz bunu susturdunuz, hiç konuşturmadınız da çocuk patlıyor mu şimdi" diye bıkkınlığını dile getirdi. Konuşacak şey bulamadığı zaman "şen napiyo şen" diyor.SÜREKLİİİ!!!

Bunun dışında hortum tam gün mesai yapıyor. Sulanmadık yer kalmadı.

Açık hava çarpmış olmalı ki gece (maşallah) süper güzel uyuyup, gündüzleri de nerdeyse tüm öğleden sonra uyuyor. Artık gidip uyandırmak zorunda kalıyorum.
Herşey güllük gülistanlık değil tabii. Arada sinir krizleri geliyor, bağırıyor. Bazen kimsenin kendisiyle ilgilenmesini istemiyor.Bu durumlarda isteklerini kızmadan, güzelce söylemesi için yönlendirmeye çalışıyorum ama tabii benim dışımda pek çok kişi var etrafta. Bu tür ortamlarda çok zor. Hele ki yemek yedirirken ve bu tür problem davranışlarda. Görmezden gelinemiyor ben ne kaar istesem de.

Bu sefer oyuncak getirmedim çok fazla. Sadece birkaç araba, oyun hamuru, kalem ve kitaplar. Bunun dışında oyuncağa gerek yok zaten.
Yapraklarla sıralama yapıyoruz, taşlardan büyük-küçük olanları ayırt ediyoruz, çiçekleri kokluyoruz, çilek tarlasından çilek topluyoruz, kaplumbağaları, kurbağaları canlı canlı gözlüyoruz, toprağı doldurup,boşaltıyoruz, denize taş atıyoruz, ıslak kumdan şekiller yapıyoruz ve balık tutanları seyrediyoruz.
Oyuncaklardan çok sıkıldım artık. Çocukları hazırcılığa alıştırıyormuş gibi geliyor. Tabii bazen boş boş dolandığımız da oluyor. Çınar bu arada gördüğü herşeyi soruyor.
Bu timin evi?
Bunun adı ne?
Fu ne fu?


Yarın inekten süt sağılmasını izleyeceğiz. Burada köylülerin bağa, bahçeye salıp otlarla besledikleri inekler var. Onların sütünden yapılan yoğurdu yedikten sonra anladım ki ben bugüne kadar yoğurt yememişim. Resmen kaymak tadında.
Bir de sabah kahvaltısı için annem Çınar'a kaymak yapıyor, bu sütten. O zaten anlatılamaz bir lezzet ve doğallıkta. Aynısı çilek için de geçerli. Şimdi Ankara'dakileri düşündükçe bize resmen çilek görünümlü sert birşey yedirdiklerini anlıyorum. Bizi kandırıyorlar!
Hafta sonu Abant gezisinde Çınar evin dışında biryerlerde kalma fikrinden hiç hoşlanmayıp tuvalete girmeyi, yemek yemeyi reddetmişti. Sürekli eve gidelim dedi durdu 2 gün boyunca. Didim'de de aynı şey olacak diye korktum ama neyse ki anneanne ve dede burada olunca ve ev ortamı olunca evimizi çok aramadı. Arada bir eve gidelim diyor ama unutuyor.
Neyse biz bir süre daha buradayız. Öbür haftaya dönüyoruz.
Gitmek için iyi bir neden babamıza kavuşacağız.
Tekrar girip yazabilir miyim bilmiyorum ama bu Çınar'ın babasına özlemini gidermesi için bir hediye olsun.





18 Mayıs 2010 Salı

Yeni Sezon


Benden geçti demek istemiyorum ama üstüme bir rehavet çöktü. Nete giremiyorum, blogumu çok boşluyorum. Yılda 1-2 kez geliyor bu yalnızlık isteği. Sonra tekrar başlıyorum.

Gerçi çok ama çok yoğunum.

İşten eve gel, Çınar'ı yıka, yemek yedir, oyna, uyut..... Sofrayı topla, dağınıklıkları topla......

Okumam gereken şeyler, çalışmam gereken bir sınav ve saat 2. Sonra uyu ve sabah aynı tempo baştan.



Çınar büyüdü, her gün yeni beceriler edinmiyor. Belki de ondan. Ne yazacağım?

Yeni becerilerimiz öğrendiği yeni kelimeler, yeni cümle kalıpları.

Bağlaçlara geçti artık. Şimdilerde herşeyin arasına "ve" ekliyor.

-Aakadaşlarıyımı göydüm ben. Demiy'i veee Ayda'yııı veeee Emye'yi göydüm di mi anneee di miiiii?

Her cümlenin sonuna "di mi anneee di miii" mutlaka eklenecek, olmazsa olmaz.

Özel bir şey isteyecekse "anneciiiim" oluyorum yoksa "anneaaaa!!!!"

Cuma'dan itibaren yazlıkçı ördek moduna geçiş yapıyoruz. Benim projelerim bitti bu yüzden işe ara verdim. Cuma Bolu'ya kaçamak ardından Çınar ve ben anneanneyle dedenin yanına gidiyoruz.
Bu sene çok daha keyif alacak biliyorum.



Akşama kadar bahçe sulayacağını ve bir leğeni doldurup içine koyduğu oyuncaklarını doldur-boşalt yapacağını şimdiden görebiliyorum.

Tek dileğim temiz hava biraz iştahına iyi gelse.
Didim'den bildirmek üzere.