23 Mart 2010 Salı

2 yaşındayım

Öyle duygusal şeyler yazmayacağım bu sefer. 2 senelik anneliğimi ve Çınar'ımın Çanakkale'sine yaptığı çıkartmanın zaferini tüm yurtla beraber kutladık. Aslında bir ön kutlama yaptık. O günün önem ve mahiyetine uygun olarak hemen bir pasta alıp çekirdek aile şeklinde kutladık.

Ben taşınmanın verdiği yorgunluktan mıdır nedir, bu sene çok bir heyecan yapamadım. Daha aile efradını toplayıp kutlama da yapamadık. Bu sene arkadaşlarımızla olan doğumgünü kutlamasını yapacak hiç gücüm de yok.

O kadar vakitsizim ki, ona ayıracak vaktim ve gücüm yok. Beynimin "yapılacak öncelikli işler kısmı"nda daha evi son haliyle yerleştirme olduğu için diğer öncelikler arka sıralarda kalıp, zaman aşımına uğruyor.

2 senede ne çok şey yaşadık. Çınar gözümün önünde günbegün şaşırtı bizi. 2 yaş demek şaşırmak demekmiş onu anladım. Kah 2 yaş sendromunu yaşayıp, kah sessiz sakin takılıyor. Ama her gün, her dakika yaptığı, söylediği şeylerle bir o kadar şaşırıyorum. Resmen bizim herşeyimizi duruşumuzla, sözcüklerimizle, cümlelerimizle, kızgınlıklarımızla taklit ediyor.

Posted by Picasa
2 yaş demek şaşırmak demekmiş, terrible two değil. Bugün onu gezmeye götürdüm. Sağ elini cebine sokup, resmen erkek gibi yürüdü. Tam bir küçük adamdı. Muhtemelen birisinde gördü ve onu taklit etti.
Geçen gün hapşırdım ve gayet doğal bir şekilde "çot yaça annee" dedi. Bir yandan da elinde uğraştığı şeye bakarak. Yani onu gören 40 yıldır her hapşırana bunu söylediğini zanneder. O kadar mı kendinden emin.
Bir de beklerken "çiçek olmasını" istiyorum. Sıra alma ve bekleme 2 yaşın en önemli becerilerinden bence. Öğrenmesi gereken en önemli şeylerden birisi. Tam öğrenemese bile, yönlendirildiğinde bekleyebilmeleri lazım. Bu yüzden sıra alma, bekleme davranışlarını içeren oyunlar oynuyoruz sık sık.
Bugün alışveriş merkezindeki treni beklerken baktım kollarını bağlamış, çiçek olmuş. "Birazdan tren gelecek" dedim, ardından hemen kollarını bağlamış. "çiçet oluyom, bekliyom, anne şen de çiçet ol" dedi bana. O an oyunda öğrendiği bir davranışı güncel hayatına genellediği için çok sevindim.
2 yaş biriktirdiklerini sepetten çıkartmak demekmiş. Bugüne kadar gözlemledi ve hala da gözlemliyor. En önemli faaliyeti gözlem yapmak 2 yaş çocuğunun. Şimdi hergün, her an, her saniye biriktirdiklerini bir bir çıkarıyor sahneye.

Video evde o günün hatırına kendi aramızda yaptığımız ufak çaplı, ön kutlamamızdan.

15 Mart 2010 Pazartesi

Tebdil-i Mekan


Yeni başlangıçlar yapmak hem ne güzel hem ne yorucu. Tebdil-i mekanda ferahlık var derler ama şu anda "ferahlık" kelimesinin yerine "yorgunluk" vardır diyebileceğim. Sanırım ardından gelecek olan ferahlık olacak.

2 hafta önce taşındık. Hem iş hem taşınma bir araya gelince biraz zorladı beni.

Ama olsun güzel yine de. Herkes yerleştin mi diye soruyor. Biraz evet biraz hayır.
Mobilyaları değiştirdik bu sefer halılar uymadı. Bir kısmı diğer odalara gitti, uyan uydu uymayan yerler çıplak kaldı. Hala perdelerimiz takılmadı. Bu sebepten ötürü ev çıplak ve yerleşmemiş görünüyor. Bu durum da beni çok rahatsız ediyor.

Bundan en çok mutlu olan kişi ise Çınar. Koşuyor, zıplıyor, sürekli atılan ,kullanılmayan eşyaları torbalardan çıkarıyor sonra biz tekrar koyuyoruz.

Yeni evimize alıştı. İlk 1 hafta zor oldu. Evimize çok yakın bir camii var ve sabah hocayla beraber ezana eşlik ediyor.

Her sabah ezanı vakti ağlayarak uyanıp "annneee ayyahu ekbeyey, ayyahu ekbeyey" diye ağlıyor(-idi). Hala ara ara uyanıyor.

( 2,5 aylık bebiş Çınar. Resimleri karıştırırken görünce dayanamadım, koydum)

Kendini çeneye verdi.

Nasıl kelimeler kullanıyor, ne cümleler kuruyor inanamıyoruz. Nerden duyuyor, nerden biliyor bunları, gerçekten çok şaşırıyoruz.

Tam bir büyümüş de küçülmüş adam gibi davranıyor.

Bir işi varken ondan birşey istediğimizde "bi dakka anne" diyor. Israr edersek eğer, birden "bi dakka yaaaaa" diyerek cırlıyor.

O anda hem çok tatlı olduğu için gülüyoruz, hem de bir zamanlar bebek olan çocuk bu muydu diye hayret ediyoruz.

Bir de aniden birşey olunca " a-aaa noluyo yaaa" sı var.

Yarım yamalak konuşmalarını kaydetmek istiyorum ama fotoğraf makinem tamirde olduğu için çekemiyorum. Güzel anılar, tatlı zamanlar bunlar, hergününü kaydetmek lazım aslında.

Tuvalet eğitimimizi tamamladık. Artık her ikisini de söylüyor. Hatta dışarı çıkmışsak çok uzun süre tutuyor. Geceleri hala kilot bezlerden giydiriyorum. Hiç uyandırmadım. Şimdi 2 gündür sabahları kuru uyanmaya başladı. Bunu da böyle hallettik gibi.

3 gün sonra Çınarişkomun doğumgünü ve bu hafta sonu da memeden kesmeyi planlıyorum.

Onun alışacağından eminim ama bu konuda kendimle ilgili endişelerim var :)