26 Ocak 2010 Salı

Tuvalet Eğitiminde 1.hafta

Bir hafta önce bezimize veda edip, tuvalet eğitimimize başladık.

Aslında 3 ay önce yine başlamıştım. 2 günde bayağı da yol katetmiştik ta ki büyük tuvaletini lazımlıkta görene kadar.

"Anne gookuu" diye bacağıma sarılıp ağladığı anda bitirdim eğitimi.

Aslında beklenen birşey bu. Çoğu çocuk onu kolu, bacağı, ciğeri gibi vücudundan bir parça şeklinde düşünüp ayrılmak istemiyor ve lazımlığın içinde görünce korkuyor.

Neyse ki bizde ayrılmak istememe yaşanmadı.


Geçen hafta akşam ona artık bez takmayacağını, sadece uyurken bez takacağını söyledim. Tuvaletin sadece klozete ya da lazımlığa yapıldığını anlattım. Bir de tuvalet eğitimiyle ilgili bir kermesten aldığım bir kitap vardı, onu okudum ona.

İlk başta çok garip geldi ona ve akşam saat 6'dan 8.30'a kadar her 10 dk'da bir pantolonuna çiş yaptı. Ben pantolonunu yıkayıp, asıp, yeni pantolon giydirene kadar yenisini yapmış oluyordu. Bir türlü lazımlığa gitmeye fırsat kalmadı.

Normalde bu kadar sık yapmaz tabii. Değişik bir durum olduğu için bilerek yaptı kendileri :)

Ertesi gün daha seyrek olmakla beraber yine bir dolu pantolon değiştirdik. Ama o günün asıl skoru 2'ydi. 2 kez lazımlığa denk getirmeyi başarabildik.


Zaten önemli olan lazımlığa ilk denk getiriş, sonrası daha kolay işliyor.

Çünkü lazımlığa yaptığında eline çıkartma yapıştırdım, kapıya bir kağıt astım ve gülen çocuk çizdim.
Lazımlığını klozete kendisinin boşaltıp, ardından sifona kendisinin basmasına izin verdim ki sifona basmaya bayılıyor. Ennn önemlisi ise sifonu çektikten sonra çişiyle vedalaşma faslı oldu. Beraber el sallayıp, hoşçakaaaal demek lazımlığa oturması için bir sebep oldu.

Bir de tuvalet kağıdıyla pipisini silip, ardından ellerini yıkama fikri de çok hoşuna gitti tabii.

2. günde 15 dk'da bir tuvalete götürdüm. 3. günde 20 dk'da bir. 4. günde 30 dkd'a bir.Bu arada kağıdının üzerine sembol pekiştireç olarak ne istiyorsa onu çizdim.

4. günde pipisini tuttuğu zaman çişi geldiğini anladım. O gün sadece 1 kez kaçırdı. O günden bu yana ise her tuvalete götürdüğümde yaptı ve herhangi bir kaza yaşamadık çok şükür.

Şimdi saatte bir ya da her pipisini tuttuğunda tuvalete götürüyorum. Ya da soruyorum var mı diye. Ya yok diyor, ya da geldi diyip tuvalete koşuyor.

Uykuda ve dışarı çıkarken kilot şeklinde olan ilk adımlar bezini takıyorum ama onu kilot diye tanıttım. "Daha sıcak tutsun diye bunu giydiriyorum" diyorum. Gün içerisinde normal kilot giyiyor artık. Adam oldu be!! Çok hoşuma gidiyor.

Şimdi sırada tuvaletini söylemesi ve geceleri tutması var.

Çoğunlukla söyledikten sonra ve tutmayı öğrendikten sonra birdenbire geceleri de yapmayı kesiyorlar. Onu bekliyorum. Yoksa şu anda gece uyandırmak çok zor geliyor bana. Başaramazsak, kalkmayı deneyeceğiz.

Yazının özü: Popolara özgürlük!!!!!!!!!!!

23 Ocak 2010 Cumartesi

4 adet 2,5



Bizim buçukluklar biraradaydılar geçen gece.
Fazla söze gerek yok. Fotoğraflar çok güzel anlatıyor akşamın enerjisini.
Çocuklardan çok anne, babalar eğlendik sanırım.
Buçukluklar haftada en az bir kez görüşmelerine rağmen özlemişler birbirlerini. Emre'miz hastaydı, o eksikti uzun zamandır :((
Bu sebeptendir ki önce Emre Jr.'ın, ardından birbirlerinin göbüşlerini keşfettiler.
Ençok sevdiğim foto ise sağ üstteki Çınar'ın "Ben birşey yapmıyorum. Vallahi!!!!!" diyen, güya çaktırmadığı bakışı. Parmaksa görülmeye değer. İşaret parmağıyla da Emre'nin göbeğini keşfediyor.


Burcu'nun Arda'sı, Sibel'in Emre'si, Ayça'nın Demir'i ve benim Çınar'ım pek güzel eğlendiler. Büyük kartonları karaladılar, hediye paketini hep beraber yırttılar, tünelden geçtiler, birbirlerini kovaladılar. Kendilerince beraber vakit geçirdiler işte.
O gecenin hatırına hepsi de 12'ye kadar mesaideydiler.
Normalde geç yattığında çok üzülürüm ama artık böyle arkadaş toplantılarında geç uyumasına izin veriyorum.
Mutlu oluyor fındıkkurdum.
Zaten "Hadi uyuyalım" diyince, gayet kendinden emin kafayı iki yana sallayıp önce "ııhh ıhh hayıy" diyip ardından da derin bir iç çekip püflüyor.
Çok şaşıyorum bu haline. Sen nerden biliyorsun ki istemediğin birşey söylenince üfleyip, püflüyorsun.
Yani daha 2 bile değilken! Ne minnoşlar, ne tatlılar bu aylarda.


Bu aralar hayatımızda radikal değişiklikler oluyor. Garip şeyler de oluyor, güzel şeyler de.
Kimisi bizim kontrolümüzde, kimisi bizden bağımsız istemeden.
Bakalım bizi karşılayan günler kararlarımızı uygulamamızı sağlayacak mı?
Posted by Picasa

13 Ocak 2010 Çarşamba

Süzgeçte takılıp kalanlar


Yazamıyorum bir türlü. Nete bile zor giriyorum. Bakıcı geldi geleli daha yoğun oldum, tersi olması gerekirken.

Neden yokum??? Bilmem!!

*Bolu/Mudurnu'ya tayinim çıktı. Gittim, gördüm çok sevdim oraları. Okul güzel. Öğrenciler güzel. Lisedeler ya biraz korkuttular beni. Gidecek miyim? Hala emin değilim.

*Bakıcımız hasta gelmiyor 1 haftadır. Domuz gribine benziyor sanki.

*Çınar bana iyice yapıştı yine.

*Akşam uykusuna yatmamak için direnmelerimiz biraz kırıldı. Sabır sabır sabır...

*Artık oğlumla sohbet edip, sözlü oyunlar oynuyoruz ve ben bundan çok zevk alıyorum.

* 2 yaş sendromu arada bir uğrayıp gidiyor. Onun dışındaki zamanlarda beni hiç üzmüyor. Kurallara uyan, sakin bir çocuk olarak bir ileri bir geri gidiyor işte.

*2 azısı birden çıkıyor ya da çıkamıyor. Çok zor diş çıkarmak Çınar'ım için. Çok acı çekiyor, çok aç kalıyor.Bense yemek yememesine takmıyorum artık ! (?).

*Dün heptatit a ve hepatik b aşılarımızı da olduk. Doktor teyzesine öpücük yollaya yollaya çıktık hastaneden.

* Fotoğrafçılık kursu, ingilizce konuşma pratik dersleri ile günlerim doluyor, boşalıyor.

* Çektiğim fotoğrafların bir kısmını bilgisayarım yok etti. Ellerine sağlık. İçim cız ediiiyyy!!!

*Tekrar vakit bulup sahalara dönmek istiyorum.

*********Fin*****************