2.Bebiş gelirken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2.Bebiş gelirken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2011 Çarşamba

Irmak'a 5 kala


Şafak vakti geldi, çattı. Ne yerdeyim, ne gökte.. Ne doğum yapacağımı anladım, ne normal hayatımı sürdürebildim.

Çınar'ın hastalığı tam bitti derken, kusmaları azaldı derken, 2 gündür yoğun ishal başladı yine. Bugün yarım günüm Çınar için hastanede geçti zaten. Onun dışındaki zamanlarda da Çınar'la yapışık geçti tüm gün.



Irmak'ın doğacağını (evet adı Irmak oldu) bildiği için Çınar'ın gerginliği hat safhada. Kelimelerle tarif edemiyorum. Zıvanadan çıktı. Ne bakıcıyı  ne annemi kabul ediyor. Herşeyi annem yaptırsın diye tutturuyor. 5 dk duşa girdim, çıktığımda Çınar çığlık çığlığa ağlıyordu. Sebep: Suyumu annem içirsin.

Tam kreşe alıştı derken,üstüne 1 haftadır evde ve kardeş geliyor. Açıkcası ben ..oku yedim.



Anladım ki planlı sezeryan çok stresliymiş.Çınar'da apar topar gittiğimiz için hiç böyle duygular içinde değildim. Gerçekten garip şeyler hissediyorum. Sanki yarından itibaren Çınar'ı aldatacakmışım, hayatım duracak gibi saçmasapan şeyler.
Hiç yemek yemedim bugün, yiyemedim. Benim gerginliğimden bebiş de hiç hareket etmedi.



1 haftadır kapı süsü, altın yastığı ve bebek şekerlerini koyacağım kutu için uğraşıyorum. Çok ama çok zevkliydi. Kutunun içindeki şeker kavanozları ise Ayça ve Bige tarafından benim için hazırlandı. Elinize sağlık tatlı arkadaşlarım benim.


Sanırım (umarım) benim için hayatımdaki hamilelik sayfası kapandı. Bu sefer çok zor geçtiği için buruk bir sevinç var içimde.

Neyse en azından başıma neler geleceğini biliyorum. Ama şunu şimdiden anladım ki 1+1=2 çocuk değilmiş. Çok daha fazlası. Kaç olduğunu doğumdan sonra hesaplarım artık :)



Dualarınızı bekliyorum..........
Önce sağlıkla gel kızım. Sonra mutluluk getir bize, 4 kişilik güzel bir aile olalım seninle.

28 Haziran 2011 Salı

3. trimester

Şu hamilelik insanın çapını kaydıran birşey. Hele 2.kez hamişsen.
Hep insan ilk hamileliğim nasıl geçtiyse 2.de de öyle geçecek diye düşünüyor.  Ama öyle değilmiş.İlki de öyle çook rahat geçti diyemem. İlk 3 ayki bulantı ve son 2 ay fıtık olmam sebebiyle. Geri kalan zamanda çok da kilo almadığım için rahattı.

Peki şimdi?
Bu cadı kız bayağı zorladı beni. Tabii yüksek sesli düşünüyorum, beterin beteri var buna da şükür diyorum.
26+1 haftayı (6,5 ay)  tamamladığım şu günlerde 8 kilo alarak hamileliğime devam ediyorum. Hergün yüzme ve yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Öyle çok yemek yiyesim yok. Yemiş olmak için yiyorum. Benim derdim tatlıyla. Çok canım çekiyor :(

Soldan 2 hamiş: Burcu, ben ve Emre Jr'ın annesi Sibel

Cadı mercimoşum neler yaptı bana:

Bulantılarım daha uzun ve daha ağır sürdü. Kusmalarım da daha çoktu.

Üçlü tarama testinde risk çıktı. Amniyosentez korkusunu tattım.

Fıtığım doğumdan sonra geçmişti. Bu sefer yine çıktı hem de 4.ayımda. Beni müthiş zorluyor. Ayakta uzun süre duramıyorum. 10 dk yetiyor. Çok canım yanıyor.


Çınar'da kılcal damarlarım örümcek ağı gibi olup geçmişti. Bunda sağ bacağım kılcal damarı geçip varis modunda. Ama korkunç oldum. Etek giyemiyorum. Ayakata durunca ağrıyor. Varis çorapları ile rahatlıyorum biraz.

Çorabı her giydiğimde günlere giden yaşlı teyzeler geliyor aklıma. İğrenç bir renk ve kalınlıktalar. Bir de ayağıma terlik giyip çıksam tam olacak.
Uzun lafın kısası, bunlar hiç doğumdan sonra geçebilecek gibi değil. Komple sardı sağ bacağımı.  Görüntü ve ağrı dışında bebeğe kan gitmezmiş. Beni en korkutan tarafı bu oldu.

Geçen hafta şeker yüklemesinde şeker de çıktı tam oldu.Haaahhh!!
 Şimdi 100 mg'lık şeker yüklemesi ile kesinleşecek bakalım.

Şuracıkta 3 trimesterda yapılacak başka testler de kalmadı zaten.

Tek isteğim sağlıkla bebişimi kucağıma almak şimdi. Benim çapım mı kaymış, kilo mu almışım, varislerim mi çıkmış, hepsi hikaye ne diyelim. Fakir avuntusu işte ;)

5 Haziran 2011 Pazar

Biz bir arkadaşa bakıp çıkacağız


Günler günleri devirdi. Yaz gelmedi, kış gitmedi, bahar ne güzel, ne yağmurlu derken günler geçti. 1 haftaya yakındır çok şükür hava çok güzel. Hafif esintimiz bile var.

Haftaya oyumuzu kullanmak için döneceğiz Ankara'ya. Hiç özlemedik desem!! Hiç gidesim yok desem!!
Doğal yumurtayı, taze sağılmış sütü, ağaçtan topladığımız meyveleri, sebzeleri özleyeceğiz. En çok da denizi ve doğayı tabii.





Çınar bronzluğu aştı karaoğlan oldu yine. Bu sene aman güneş kremi sürdüydüm, sürmediydim hiç sallamadım.
Yakınımda varsa sürdüm hem kendime hem ona. Hamilelikte olan güneş lekeleri için doktorum sıkı sıkı tembihlemişti oysa. Güneş kreminizi ihmal etmeyin!!!

Küçük bir kasabada olmanın huzurunun yanında hamile olarak burada olmanın sıkıntılarını yaşadım geçen hafta. Ufak bir rahatsızlık yaşadım, ne kadar aileme belli etmesem de korktum aslında. Ama ha diyince gidilmiyor ki Ankara'ya.
Önce hafifi bir kanama ardından 3 gün sonra tekrarlayınca panik oldum. 20 haftadan sonra bu tür şeyler normal değilmiş. Doktor bulamam diye endişe etmiştim ama burada tek bir muayenehane varmış.

Bebiş gayet sağlıklı dedi. Önemli birşey yok, yürüyüşü bırak dinlen dedi.
3 gün sonra tekrarlayınca Ankara'daki doktorum hemen gelmemi istedi. Sonra buradaki doktora, kendi doktorumun bakmasını istediği şeyleri söyledim. Bu sefer hastanede baktı bana ama orada da teknoloji yoksunluğundan pek verimli olmadı gibi geldi.



Neyse plasenta çekilmesi gibi bir terim kullandı tam adını hatırlayamadığım. Kendi doktorum birşey olmadığı konusunda ikna olunca kalmaya karar verdim.  Ama içim huzursuzdu birkaç gün. 
Şimdi mercimoşun tekmelerinin kesilmediğini görünce tekrar yürüyüşlere başladım.
2 hamileliğim de ne kadar farklı geçiyor birbirinden. Çok şaşırıyorum.
Burada bana en zor gelen kısımsa sıcakta varis çorabı giymek. Buradaki doktor illa giyeceksin dedi. İlerlerse bebeğe kan gitmezmiş. Çınar'da da olmuştu ama bu kadar değildi ve sonra geçmişti. Dileğim doğumdan sonra bacaklarımı terk etmeleri.




Burada Çınar sitenin külhanisi oldu. Aman ne laflar ne laflar.  Hepsinin hatırlayamıyorum ama bugün beni şaşırtan bir cümle ile kendime getirdi.
-Köpek ve sahibi deniz kenarında yürüyor dediğimde 
- Yürüyollar dedi.
-Evet köpek ve sahibi yürüyor dedim tekrar.
Suratını gayet ciddi yapıp, bir yandan da oyununa devam etti ve:
- Hayıl anne, yürüyol denmez yürüyollar denir. Çok onlaa çoook. dedi.

33 yaşında, 3 yaşında bir bacaksız tarafından gramer hatası yaptığım için uyarıldım, iyi mi!!

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Bahara deniz kokusuyla veda etmeye gidiyoruz


* Gardrobumun yarısını boşalttım. Giymediğim, giyemediğim, vermeye kıyamadığım, Çınar'dan önce giydiğim 2.hamileliğime kadar da giymeyi umut ettiğim XS beden tüm kıyafetlerimden ümitlerimi kestim. Verdim gitti.
* Aynı şekilde bir sürü ayakkabı, bot verdim.
* Hızımı alamadım Serkan'ınkilere ve Çınar'ınkilere dadandım. Onları da temizledim. Dolaplar boşaldı.
*Nasıl rahatladım anlatamam. Feng Shui doğruymuş.
* Yenilerine yer açıldı ehe :)
* Dün akşam "Bu sefer çok az şey götüreceğim" diyip valizime cicilerimizi koydum. Gerçekten çok az! şey koydum gibi geldi. Ama Çınar'ın ve benim eşyalarım zooooor sığdı valize. Yine sadece 1-2 parça kıyafet giyip geleceğim.
* Beni düşündüren tek şey  gülle gibi valizi yürüyen bantlardan nasıl kaldıracağım!?!
* Babamıza ev temiz ve düzenli olarak bırakıldı.
*Çınar'a yazlık sandalet bulamadım. Henüz mağazalara gelmemiş.Anladım ki biz yazlık sezonunu biraz erken açmışız.


* Çınar en çok hortumuna kavuşacağı için seviniyor.
* Bugün tam 20 haftalık olduk.
* Bu sefer karnım son derece hızlı çıktı. 1 haftada bayağı bayağı hamile oldum.
*15 haftadan itibaren hareketlerini hissediyordum.1,5 haftadır artık dışarıdan tekmeleri hissedilebiliyor.
* Bu sefer bayağı tombik bir hamile olacağım sanırsam. Tatlı isteğimi bastıramıyorum. En son tartıldığımda 4 kilo almıştım. Sanırım1-2 kilo daha almışımdır.
*Akşama Didim'e gidiyoruz. Bir süre oradan bildireceğiz......

Bize iyi yolculuklar!!!






26 Nisan 2011 Salı

Davulcu ile Mercimoş

Haber beklemek çok zormuş. İçim iyi diyordu ama o "ya?" kısmı var ya! İçime bir kuşku düşmüştü bir kere. Sinek küçüktü ve midemi bulandırmıştı.
Yıllarca Down'lu çocuklarla çalıştım. Bilirim zorluğunu hem çocuk hem aile açısından. Keşke tek risk o olsa. Daha kötü nice özür grupları var, gördüğüm, yaşadığım, ailesiyle baş başa ağladığım.
Cahil gibi, sanki ilk hamileliğim gibi ilk 3 ayda göz çevresi kremi falan kullandım. A vitamini varmış içinde. Meğer A vitamini riskliymiş.

Cuma günü akşam olmak bilmedi, ama sonuç beklediğimize değdi. Bebişkom, miniş kızım, mercimeğim sağlıklıymış. Ön sonuç ama %90 doğru sonuç verirmiş.

Neyse günümüz bayram, Çınarişkomla yaşamaya devam ediyoruz. Bakıcı ablamız ameliyat olduğu için önce bir şok geçirdim. Evin şaftı kaydı. Ütüler dağ gibi, yemek yap, ortalığı topla, yedir, kaldır vesaireee. Üffff ne zormuş. Uzun zamandır yapmayınca bünyeme ağır geldi.

Çınar akşama kadar eline bir çubuk alıyor ve aynen fotoğraftaki gibi mütemadiyen davul çalıyor. Kalemlik olsun diye aldığım metal kutunun üstü darbe izlerinden delik delik. Kutuyu bırakıyor mutfak masasına geçiyor. Oradan sıkılıyor dolaplar davul oluyor bu sefer. Odasındaki mutfağı boş plastik olduğu için korkunç ses çıkarıyor. Kafam büyüyor, büyüyor, kocaman oluyor. Bir de kendi uydurduğu, anlamsız sözlerden oluşan ama her defasında aynı kelimeleri söylediği bir şarkısı var. Onu söylüyor sürekli. Ritm kursu paklar bizi ama başlayamadık bir türlü.
Kreşe gidecek ama Temmuz'da. Yazlığa gidiyoruz 15 gün sonra. Sonra tatil, ardından kreş. Eylül'den önce alışması gerekiyor.
Her gün yarım saat yürüyorum, yarım saat de yüzüyorum. Çınar havuzda sıkıntısını biraz atıyor. Çok eğleniyor. Zor çıkartıyorum. Hergün yediğim dondurmaların suçluluğunu bu şekilde atabiliyorum :p


Hamileliğim boyunca şimdiye kadar almadığım çok iş teklifi aldım. Bugün yine müdürlük teklifi geldi bir yerden. Ama ama ama... Hamileliğimi de kabul etti. Dedi ki süt sağar bırakırsınız. Ama ama ama.... Yapamam. Çınar'a yapmadım, ona da yapamam... Belki 6. aydan sonra. Bu sefer bu kadar uzun evde kalmayı düşünmüyorum. Kızım kısmetiyle geliyor sanırım.
Adı Kısmet mi olsa ne :P

19 Nisan 2011 Salı

Korkmiyo-sentez

Dün 33 yıllık hayatımda hiç korkmadığım kadar gergin ve korku dolu birgün yaşadım.  Mide ameliyatı olacaksın diyip bayılttıklarında bile böylesine gerilmemiştim.
3'lü tarama testinde 1/185 çıkan risk sonucu "amniyosentez olman lazım" ı duyduğumdan beri yaşadığım korku dün bütün gün en üst seviyedeyken, işlem öncesi kalbimin atışlarını fırlayacak gibi hissediyordum.

Korkum bebeğe birşey olacağından değil o uzun iğnedendi.
Kafamı hiç çevirmedim, fışır fışır iğnenin çıkarılma sesini duyduğum anda "Tamam, tamam ben o riski alıyorum. Nasıl doğarsa doğsun, vazgeçtim ben amniyosentezden" diyesim geldi. O derece, biraz daha uzasaydı bayılırdım herhalde.

Doktor iğneyi soktuğu anda "Bu muydu?" dedim. "Tüm stresimin sebebi bu muymuş yafuuu? Gel öpeyim seni doktor bey" diyesim geldi. İğneyi hiiiiiiiç hissetmedim. Kan alınırken daha çok acımıştı kolum halbuki.
Öyle bir sıkmışım ki kendimi tüm gece bırak başımı, tüm kafam ve karın kaslarım ağrıdı.
Evet, ömrümde hiçbirşey beni bu kadar korkutmamıştı. Ama boşaymış.
Şimdi ilk 24 saat yatmam gerektiği için dinleniyorum. 3 gün de yorulmayacakmışım. Acil yardım ekibi annem ve babam hemen olaya müdahale edip Çınar'la ilgilendiler sağolsunlar.
Geleyim mi diye soran arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim.


Yok, önemsiz birşeymiş. Sadece sonrasında biraz iğne yerim ağrıdı o kadar.
Beni korkutan iğnenin inanılmaz uzunluğuydu ki sadece 1/3'ünü soktu sanırım. Gerçi iğneye hiç bakmadım, görmedim.
Kızım biraz meraklı sanırım. İğneye uzanmış, tam tutmak üzereyken elini çekmiş :))
Neyse asıl atlatılması gereken "Sonuç: Temiz"i duyma süreci.

Çınar kardeşi geleceğim için müthiiiiiş heyecanlı. Her gün "Anne bebeğime ben şunu öğreteceğim, bunu yapacağım" diye planlar kuruyor.  Umarım onun bu hevesini boşa çıkartmaz da kardeşi, sağlıkla gelir.
Evrene not: Herşey güzel olacak

13 Nisan 2011 Çarşamba

Kızımız geliyor :D

Uzun zamandır süren sessizliğimin sebebi aslında zor geçen bir dönemdi. Ama bu dönem aslında çok güzel bir şeyin başlangııcıydı. Bu başlangıç yüzünden pek çok şeyden vazgeçtim. Ayça ile kurduğumuz web sitesi, yeni başlayacağım işim, gözümü açamamaktan kaynaklı kaçırdığım yüksek lisans başvurusu vs.. vs...


Mı acaba? diye soranlar oldu. Tahminler doğruydu :)) Bir kızımız oluyor.
Şu an itibariyle 15+2 haftalık hamileyim. 4 ayı tamamladık nerdeyse.

14. haftaya kadar çok ama çok zor geçti. Olası bütün olumsuz belirtiler vardı. Bulantı, kusma, aşırı yorgunluk ve uyku hali. Çınar'da da aynı şeyleri yaşamıştım. Tek farkla. O zaman Çınar ve bakıcı ablamız yoktu.

Çınar'la gündüzleri neredeyse hiç ilgilenemedim ama bakıcımızın pişirdiği yemeklerin kokusu sayesinde sürekli kustum. 2.hamilelik hem daha zor hem de daha kolaymış.
Akşamları ben yemek yedirmek zorundaydım ve zulüm gibiydi. Özellikle hafta sonları, sabah kahvaltıları. Sağolsun Çınar'ın gıdım gıdım yemesi 1,5 saat sürdüğü için kahvaltıda 2-3 kez wc'yi ziyaret ediyordum. Çınar bile dalga geçmeye başladı benimle. Gülerek "Anne koş, koş kusacaksııııın" diyordu :)

Yemek hem yedim hem yemedim. Et, süt, yoğurt, kepek ekmek ve taze ekmek hiç yiyemedim.  Kızarmış ekmeğin yanında beyaz peynir ve domatesle geçirdim günümü uzun bir süre. Bir de günde 2 tane limon yedim. Bulantımı ancak limon ve mandalina bastırıyordu. Doktor taze zencefil çayı önerdi bulantı için. Biraz etkili oluyordu işte.
Bunun dışında Çınar'daki kadar sallamadım. Canım kola mı çekti, aman zararlı demedim içtim. Çay Çınar'da hiç içmemiştim. Bunda içtim. Ağır kaldırdım, eğildim, kalktım, dışarıda et de yedim, yeşillik de. Yani Çınar'da yapmadığım herşeyi yaptım.
Zaten Çınar' kucağıma almamak gibi bir şansım yoktu. Doktor birşey olmayacağını söyledi zaten.

Bunun dışında iyi ki bakıcı ablamız varmış. Mümkün değil o halde Çınar'la ilgilenemezdim.
Sanırım depresyondaydım. Herşeyden nefret ettim. Zaten herşey kokuyordu. Buzdolabı hala kokuyor bana ama o kadarcık da olsun diyeyim.
Yani insan 2. de pek sallamıyor bunu anladım :)


Çınar'a gelince. Önce istemiyorum, o çirkin gibi şeyler söyledi. Sonra gelip gidip "Annee kaynına vuya miyim?" diye izin istedi vurmadan önce.Kibarım benim.
Gittikçe alıştı bu fikre. Şimdi karnımı seviyor sonra bana dönüp "Seni değil kardeşimi seviyoyum" diyor.
Dün ilk kez doktora bizimle geldi ve ultrason çıktısını elinden bırakmadı. Kardeşim, kızkardeşim diyip durdu. Gelene, geçene gösterdi dışarıda.

Bizde durumlar budur. Bundan sonra hem Çınar'ın hem de bir hamilenin günlüğü şeklinde sürecek blogumuz :))