30 Ağustos 2008 Cumartesi

Öpmeye Doyamadığım





Çokoprensim, tontiş yanaklım, minik fırtınam...
Sen benim öpmeye doyamadığım,
Yaşamaya doyamayacağımsın..




Posted by Picasa

28 Ağustos 2008 Perşembe

Sen Uyurken




Bugün sen uyurken, seni seyrettim anneciğim.


Kalem gibi çizilmiş minik dudaklarını, nokta çeneni, fındık burnunu sevdim içimden. Yapacak onca işim varken seni seyretmeyi yeğledim. Kokladım, kokunu içime çektim.


Arada uyanıp başını kolumla göğsüm arasına iyice yerleştirip, uyumaya devam ettin benim kokumu alarak. Kendini ne kadar güvende ve rahat hissettiğin belliydi.


Annen bile annesinin yumuşak kollarında hala kendini mutlu hissederken, sen nasıl hissetmeyesin diye düşündüm.


Sana baktım, baktım, baktım. Gözlerim doldu.


Ne kadar çabuk büyüdüğünü düşündüm. Eskiden gündüz çektiğim bütün fotoğraflarda uyurken, şimdikilerde hep gülümsüyorsun.


Şimdiki fotoğraflarda büyük bir bebeksin artık.


Hayatımda aldığım en doğru karar seni dünyaya getirmek diye düşündüm.


Akıllı bebeğim benim, annesini hiç üzmeyen bebeğim benim.


-BİR ZAMANLAR ÇINAR UYURKEN-

6 günlük


9 günlük

1 aylık
1 ay 3 günlük
1 ay 3 günlük
2 aylık
2 ay 10 günlük
2,5 aylık
3 aylık
4 ay 10 günlük

5 ay 10 günlük



Posted by Picasa

26 Ağustos 2008 Salı

İlk mama sandalyem




Çınar Efendi ilk kez mama sandalyesine oturdu. Çok hoşuna gitti, etrafı seyretti bol bol. Onun ağzından duygularını alalım.
" Oh be dünya varmış. Ne o öyle beni yere ana kucağına oturtuyorsunuz, kendiniz de yukarıdan dışarıyı seyrediyorsunuz. Bir de ben bakiiim yaa şu bahçeye. Aaaa büyüyünce oynayacağım arkadaşlarım da buradaymış. Seneye oynarız artık beraber. Hem sofrada neler yiyorsunuz onlara da bakıyım. Belki bana da verirsiniz ucundan. Ne o öyle hep süt süt, artık 6 aylık olmak üzereyim hem ben!


Ooo süper., uçağa bakıııın. Harika harika bayıldım ben bu sandalyeye. Büyüdüm ben büyüdüm anlayın artık! (cık cık cık)"

"Mmm yemekler de çok lezzetli görünüyor. Varsa yoksa yoğurdun tadına baktırıyorlar zaten. Ne var şu etli şeyi bi kerecik yesem"


" Annem de her bulduğu yere oyuncak takıyor. Oynayım da ayıp olmasın bari."

"Kim bu beni çeken yaa?!? Siz de elinizde makine habire beni çekiyorsunuz. Bi rahat yok ki!"




"Çekmeyin ya çekmeyin istemiyorum işte. Havamda değilim. Beni sandalyemde yalnız bırakın!"


"Hıh gitti herhalde. Ohh şöyle kafamı dinleyim biraz. Bahçeyi falan seyredeyim."


"Kurtuluş yok senden di mi anne yaa. Poz vereyim bari. Ay utandım biraz!"

"Babam birşeyler anlatıyor yine. Aynı hizada oturup sohbeti dinlemek de güzelmiş"
"Babam da ne komik adam yaa. Hem annemi hem beni güldürüp duruyor."

"İlahi baba yaa!! Seviyorum sizi!"
Anne-babadan not: Biz de seni seviyoruz.
Posted by Picasa

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Babaya özlem..

Neredeyse 1 haftadır oğlum babasıyla vakit geçiremiyor. Serkan Van'a gitti, yeni geldi. Geldiğinden beri de evde ve işte çalışıyor.
Bugün öğlen babası geldiğinde Çınar'ı ayağımda sallıyordum ama Çınar'da hiç uyuyacak göz yoktu. Göz göze geldiğimiz anda sevimli bir gülücük fırlattığı için göz göze gelmemeye çalıştım. Çünkü dayanamayıp ben de gülüyorum, bu sefer kıkırdamaya başlıyor ve uykusu iyice kaçıyor.
Baktı benden fayda yok babasını görür görmez ona yapmaya başladı şirinliklerini. Önce kollarını uzattı beni al der gibi, sonra kıkırdamalar falan. Ardından Serkan odadan çıktı ve Çınar bugüne kadar hiç göstermediği bir tepki verdi. Dudağını büzdürüp ağlamaya başladı. (Bayılıyorum dudağını büzdürmesine. Çok şirin oluyor.)Serkan geri geldi , o gelince yine kollarını uzattı, yine gitti, yine ağladı... Bu böyle kucağa alınıncaya kadar sürdü.
Değmeyin babasının keyfine. "Oğlum beni istiyor işte" diye böbürlene böbürlene geziyor şimdi.

22 Ağustos 2008 Cuma

Çınar ve Perdeleri

Oğlumun en sevdiği oyuncağı perdeler. Çok işim olduğu zamanlarda onu perdenin karşısına oturtup işimi halledebiliyorum.
Perdeyi tutmaya, tutunca yemeye çalışıyor. Üstüne doğru havalandıkça çok heyecanlanıyor, elleri ayakları durmuyor.

Posted by Picasa

21 Ağustos 2008 Perşembe

Dişlerim kaşınıyor

2 gündür babamız iş için Van'daydı. Biz de Çınar'la evde yalnızdık. Akşam ana-oğul Armada'ya gidip gezdik.
Mothercare'den ona buzdolabına koyulan diş kaşıyıcılarından ve aynısının emziğinden aldım. Emzik şeklinde diş kaşıyıcı.Alacağından çok umutlu değildim, çünkü normal emzik de emmiyor. Tahmin ettiğim gibi emzik şeklindekini almadı. Bir iki ısırıp bıraktı ama diğerlerini ağzından bırakmadı.
Dakikalarca mest olmuş şekilde ağzından çıkarmadan öylece yattı. Hatta hiç kımıldamadı bile :)
Ta ki kaşıyıcı ısınana kadar. Isınınca da arkaya doğru fırlatıp attı. (Yeni keşfimiz, oyuncakları bir iki kez sallayıp, arkaya doğru fırlatmak)
Neden daha önce keşfetmemişim ben bunları. Hem çocukcağız rahatladı hem de ben.
Posted by Picasa

19 Ağustos 2008 Salı

5 Aylık oldum



5 aylık kontrolümüz için Emel Hanım'a gidemedik bu sefer çünkü kendisi tatildeydi. Başka bir doktordan randevu aldık. İnternetten iyi bir doktor adı aldım. Özel bir hastanede çalışan yeni doktorumuzu yerinde bulamadık. Çünkü telefonda randevu veren akıllı! sekretere hala o doktorun orada çalışıp çalışmadığını 2 kere sormama rağmen çalıştığını söylemişti. Oraya kadar gidip de doktorun orada çalışmadığını ve ne alakaysa nefroloji uzmanına randevu verdiğini söylemesi üzerine her tarafı tuvalet kokan, kalabalık ve pis hastaneden resmen kaçtık. Zaten doktor orada olsa da girmezdik herhalde, çünkü adı özel olan hastanenin devlet hastanelerinden eksiği var fazlası yoktu.



Oradan çıkıp başka bir hastaneyi arayıp 10 dk sonrası için rastgele bir doktordan randevu aldık. Hayatımızda gördüğümüz en yaşlı doktor olan Prof amca sorduğu soruları 2 kere soruyordu. Benim ona sorduğum bazı sorulara da anlamsız cevaplar veriyordu. Hiç memnun olmadan olduk 5.ay kontrolümüzü.



Çınar bu ay 600 gr almış. Bir anda kilo alış hızımız yarıya düştü. 7.100 gr ve 63 cm'iz. Geçen ay 300 gr almıştı. Sonrasında geceleri uyandırıp emzirdim ve 10 günde 300 gr aldı. Demek ki sonra ki 3 haftada yine 300 gr aldı. Bir dengesiz gidiyor kilo alışımız. Ama ayına göre çok iyi kilosu. Biraz da büyüdüğü için daha az aralıklarla emmeye başladı. Anne sütüne devam, ek besinlere gelecek a geçiyoruz.


İyi haber mi kötü haber mi bilmiyorum, doktor dede dişlerinin patladığını ,yakında çıkacağını söyledi.Pnömokok ve rota aşılarını da olduk. Aşı ilk kez Çınar'ı huzursuz yaptı. Bütün gün ağladı. Akşam da erken uyudu. Aşı halsiz bıraktı çokoprensimi sanırım.



18 Ağustos 2008 Pazartesi

Hafta sonu



Hafta sonumuz yine dolu dolu geçti. Önce cumartesi günü müstakbel gelinimiz Naz'ı görmeye gittik. Annesi Pervin telaşla bizi aradı ve 3 gün önce doğan Naz'ı emziremediğini söyledi. Biz de apar topar arkadaşım Nilgün'le çıkıp Naz Hanım'a nasıl emilir öğretmeye gittik ama başarılı olamadık. En azından annesini biraz rahatlattık. Aramıza hoşgeldin Naz.

Oraya gidip de Naz'ı görünce Çınar bana kocamaaaan göründü. Meğer büyümüşsün be oğlum :)


Akşam oğlumun arkadaş adayları olan Gülün ve Halit'in üçüzlerini annelerinin karnından sevmeye gittik. Yaşasın oğluma 2 arkadaş birden geliyor. (Biri sanırım yaşamayacak.)


Pazar günü öğlen Çınar'ı babasıyla bırakıp ben kuzenimin düğününe gittim. Oğluşum evde dedesiyle babasını hiç ama hiç üzmemiş. Aferin ona.


Öğleden sonra ailecek abimlerde toplandık. Çınar'ın abi ve abla kuzenleri de olmak üzere kalabalık bir gruptuk ve Çınar o kalabalıkta en çok sesi çıkan kişiydi. Bir ara "Offf ne çok gürültü yapıyorsun!" sesleri bile duyulmaya başlandı. Sürekli tiz bir sesle çığlık atan Çınar şimdiden aile efradının başını ağrıtmaya başladı bile. Bir de dişleri kaşındığı için de huzursuz bu aralar. Eline ne versek büyük bir hırsla ısırıyor.

Oğlumun en küçük kuzeni Altay Çınar'ın eline sürekli birşeyler tutuşturmaya çalıştı. Bunların içinde kocaman plastik bir kılıç, pipet, rüzgar gülü, top, bardak vardı. Her defasında onun onları tutamayacağını söylediğimizde gidip yeni birşey getirip onu tutup tutamayacağını denedi Altay.


Çınar'ı birazcık kıskanan Altay biz içeri girer girmez ilginin Çınar'da olması üzerine "Ama o kusuyooor" diyerek Çınar' lekeleme girişiminde bile bulundu :) Şimdilik aradaki 3 yaş farkı çok gibi ama büyüyünce iyi birer arkadaş olacaklarına eminim.


Akşam Çınar çok huysuzlandı. Ne olduğunu anlayamadık. Baktık mızır mızır modunda, gidelim bari dedik. Arabaya biner binmez uyudu. Meğer uykusu varmış.

17 Ağustos 2008 Pazar

Aaa benim de ayaklarım varmış!!




Çınar 10 gündür ayaklarına fena takmış durumda. Ayaklarını keşfetti ve sürekli onlarla oynuyor özellikle altını açtığım zamanlarda daha rahat hareket edebildiği için ilk işi hemen ayaklarını tutmak oluyor. Hem ayaklarını tutup hem yana doğru yatıyor, top gibi oluyor. Ben de hemen poposunu ısırıveriyorum. Bayılıyor minik fırtına, yine yapmamı ister gibi gülüyor. O kadar alıştı ki mıncıklanarak sevilmeye, oradan oraya savuruyorum, ısırıyorum, mıncıklıyorum hala gülüyor.
Ağzına götüremiyor ama hala. Sadece çıngıraklı çoraplarını giydirdiğimde üzerindeki çıngırakları çekiyor iyice, ağzına götürüyor. Bir de ayaklarını götürüp yese o bezelye dolmalarını, o zaman tadından geçilmez oğluşumun.
Posted by Picasa

15 Ağustos 2008 Cuma

Çınar Gezmede

(Lozan Park'ta)

Bu hafta ilk kez bu akşam evdeyiz. Her akşam bir yerlerdeydik. Zaten bir başladık mı kendimizi durduramıyoruz. Arka arkaya sürekli plan yapıyoruz. Sonra bir süre evden hiç çıkmıyoruz.

Yine gezme dönemindeyiz. Çınar da bize ayak uyduruyor artık. O da seviyor gezmeyi. Arabasına bindi mi başlıyor sevinç çığlıkları atmaya.
Önce oğluşumun anneannesi ve dedesi rahatsızlandıkları için yazlıktan Ankara'ya geldiler. Onları ziyarete gittik. Uyku saatinde biraz huysuzlandı ama sonra uyudu.
Evvelsi akşam
Ankan'dan arkadaşım Funda ve güzel kızı Rengin ile Lozan Park'ta buluştuk. Çınar'la arabasında uzun uzun dolaşıp çam ağaçlarının kokusunu içimize çektik. Sonra parkta oynayan çocukları izledik. Böylece ben de biraz yürüyüş yapmış ve hareketsizlikten dolayı yaşadığım suçluluktan kurtulmuş oldum. Oradan 365'e gidip birşeyler yedik, gezdik dolaştık.
Dün akşam siteden arkadaşım Evin ve güzel oğlu Efe'leri ziyarete gittik. Efe bizden 10 gün büyük. Büyüyüp de beraber oynayacakları günleri heyecanla bekliyoruz. Aramızda 10 gün olmasına rağmen Efe pıtır pıtır dönüyor. Sırt üstünden yüzüstüne döndükten sonra tersine dönemediği için adına layık şekilde efelik yapıyor anne babasına. Bu yüzden biraz gergin Efe bu aralar. Ah bir tam dönmeyi becerebilse, tutabilene aşkolsun.

(Efe'lerde)
(Efe ve Çınar)

Bugün de oğlumla Panora Alışveriş Merkezi'ne gittik. Dev akvaryumdaki balıkları Çınar öyle büyük bir keyifle izledi ki, o balıkları izlerken ben de Çınar'ı izledim. Ağzı açık, sırıta sırıta bir balığın tüm hareketlerini takip etti, sonra onu kaçırınca başka balığı izledi. Arada kafasını yukarı kaldırıp köpek balıklarına baktı.
Sonra da çığlık atma denemeleri yaptı. Bu aralar çığlık atmayı keşfettiği için sürekli bağırıyor, tiz bir sesle çığlık atıyor. Gelen geçene gülücükler attı, çığlıklarını duyup gelenler oldu, kim bu diye merak etmişler. Hatta bir abla gelip onu şap diye öptü. Sinir oldum ama herşey kaşla göz arasında oluverdi ben birşey diyemeden. Neden öperler anlamam, hasta mısın, in misin, cin misin? Niye öpersin benim çocuğumu. Bir de elini öpenler var. Çocuğun eli sürekli ağzında, bu sefer senin öptüğün yeri o ağzına alıyor. O da ayrı bir dert. Aslında hiç pimpirikli değilimdir bu konuda. Mikroba alışması taraftarıyım, tanıdıklarım öptüğünde rahatsız olmuyorum ama yabancıların öpmesini sevmiyorum. Bir de aşırı pimpirikli babamız var tabii. O saatlerce kafaya takıyor yabancı birisi öpünce. Sürekli söyleniyor :))
Mothercare'den bodyler aldım 6-9 ay, 9-12 ay için. Gap Kids ve Karamela'dan şapka, pantolon falan.
Yorulduk, çok yorulduk. Çınar'da çok yoruldu. Çığlıkları susmak bilmeyince, çevredekileri rahatsız etmemek için oradan çıktık. Arabaya biner binmez uyudu fındığım. Meğer 4 saat gezmişiz saatin farkında olmadan.
Çok şükür evdeyiz. Hafta sonu gezmesi için enerji toplamamız lazım.
Çınar banyodan sonra hoop uyudu. Ev sessiz, Serkan çalışıyor, ben de kendimle vakit geçirmenin keyfini çıkarıyorum.




Posted by Picasa