24 Kasım 2011 Perşembe

2.ay




Japon Balığımla 2 ayı devirdik. Hiç geçmesin istedim bu sefer, Çınar'ın aksine. İlk çocukta insan büyüsün de bir an önce gelişiminin tüm aşamalarını hızla göreyim istiyor, başına geleceklerden habersiz.

İkincide neler yaşayacağını bildiğinden ve geriye baktığında hiçbirşey hatırlamayacağını, o günleri, o süt kokusunu özleyeceğini bildiğinden doya doya, tadını çıkara çıkara yaşıyor. İnsan denen varlık gözünü karartıp bir çocuk daha yapabilecek kadar deli olabiliyormuş.


Doktor kontrollerini yine yazmaya başlamak garip geliyor mesela.
Geçen ay boy ve kilomuz 4.490 ve 56 cm idi. Bu ay 5.560 gr ve 59 cm olmuş bizim kızçe. Yanakları yerçekimine karşı gelemiyor şu aralar. Çınar'a göre daha az sütüm olduğunu düşünüyordum ama bugün doktorumuzla konuştuğumuzda ikinci çocukta ilkindeki gibi göğüslerdeki o aşırı gerginlik hissinin olmayacağı ama bu sütün daha az olduğu anlamına gelmediğini öğrendim, rahatladım.

Zira Irmak'ta son 3 haftadır başlayan akşam 7'den sonra aşırı emme isteği sonucu hiç süt kalmaması beni üzüyordu.Yarım saatte bir emmesi sonucu süt iyice azalınca mememle kavga edip, ıh ıhhlarla kafa atıyor, süt gelmiyor diye kızıyordu.

Yine böyle akşamlardan birinde mama vermeyi denedim. İk gün almadı ama 2. gün zar zor içti. O gün anne sütünü elinden alıp yerine yapay birşey vermiş gibi hissettim ve vicdanen çok rahatsız oldum. Sonrasında da zaten sevmediği için içmedi mamadan. Ben de şöyle bir formül buldum bir gece önceden 12 gibi sütümü sağıyorum ve akşam sütüm yetmezse onu veriyorum.


İnsan zannediyor ki ilk çocukta uyku, yeme vb düzenlerin nasılsa bunda da öyle olacak. Yok bunların gözünden, saçına, parmaklarından, teninin rengine, uykusuna, gazına, emmesine kadar herşeyleri tamameeen farklı.

Mesela Çınar bu aylarda akşam 8.30-9.00 dedi mi uyurdu ama sabah erken kalkardı. Gece de sık kalkardı, gazı olduğu için. Kızçe ise evde hepimizden geç yatıyor.  3 hafta öncesine kadar 8'de uyuyordu.
Şimdilerde abisini, babasını uyutup, beni de ayakta uyutup 11.00'den hatta bazen 12.30'dan önce uyumuyor. Ama bunun güzel yanı da sabah 6-7'ye kadar deliksiz uyuyor. Sonra 8.30-9'da emip geri uyuyor ve öğlene kadar kalkmıyor. Ben de onunla tabii :) Gündüzleri tilki uykuları uyuyor, öyle uzun uzun uykusu yok. Çınar ise bir yattı mı 3 saat uyurdu, ördeğim.


Bu arada Çınar da kreşe hala gitmediği için evde sürekli kardeşiyle olmaya alıştı ve daha da uyumlu bir üçlü olduk.  Evde sıkılıyor tabii. Hala Tv'yi hemen hemen hiç açmıyorum. Mümkün olduğu kadar ben kardeşiyle ilgilenirken onun da kendi kendine ya da bakıcı ablasıyla oynamasına alışmasını istiyorum. Biraz da başardık sanırım. Ya da ben emzirirken sözel oyunlar oynuyoruz, şarkı söylüyoruz, kitap okuyoruz vb... Kendimizce bir düzen oturttuk bakalım.

Hafta sonları ve akşamları da baba evde yokken Irmak ana kucağında abisiyle bizi izliyor. Irmak hala abisinin elini, kolunu sıkmasına maruz kalıyor yavrum ama Çınar'ın ameliyattan önceki o öfke nöbetleri kalmadı neyse ki. Ben de zamanında benden 12 yaş büyük abim tarafından az cimcik yememişim.

Sonuç olarak, öyle, böyle kırkımızı çıkardık ve artık resmi olarak lohusa değilim. Hormonlarım da düzene girdi, ağlak halimden kurtuldum. Darısı verilecek kilolara, 3.aylara, 4.aylara, oturmalara, emeklemelere...İnşşşşalllah!!!!!!!!!!!