Küçükken ilkokulda öğretmenlerim hep annemleri okula çağırır beni şikayet ederlerdi. Sebepse: Sağımla, solumla, önümle, arkamla konuşmam. Çok çenem varmış.
Annemler de hep "Çenen çekilsin" derlerdi. Ne demek istediklerini anlamazdım o zamanlar.
Şimdi anlıyorum.
Sıklıkla "Oğlum 1 sn susar mısııııın? " ya da "Dedeni duyamıyorum" veya "Ben telefonla konuşurken aynı anda seni de dinleyemiyorum" lu cümleleri kullanıyorum, kullanıyoruz.
Zaten konuşmadığı zamanlarda da şarkı söylüyor.
Eminim Çınar'ı nadiren görenler "Çınar mı?" diye soruyorlardır ama bir tek yabancıların yanında susuyor, hem
de tam anlamıyla!!
Yazlıkta keyfi çok yerinde ve bu da çenesine vurması için bir sebep. Akşama kadar gülüyoruz, eğleniyoruz sayesinde. Büyüyünce çok muzip bir çocuk olacak.
Elçin'in söylediği gibi 2011 hortum sezonunu açtık. Evde muslukla oynamak için saatlerce yalvarırken burda heryer su olunca "Ben burda çok kalacağım. Noluuuuul anne gitmeyeliiiiiiiim!!" diyor hergün.
Akşama kadar ya balkon yıkıyor, ya çimleri suluyor, ya havuzundaki suları kovalara döküyor, ya denizde hopluyor, zıplıyor, ya köpek peşinde, ya dedesiyle okey masasında ya da sitede anneannesiyle tur atıyor, böcekleri inceliyor.
.
Geçen sene yine Didim'e gelirken uçakta sandviç yemiştik. Çınar'ın o güne kadar yediği ilk sandviçti ve sanırım o anda çok açtı. Onu 1 senedir unutmamasına çok şaştım. Uçağı duyunca ilk söylediği şey "Sandviç yiyelim mi?" oldu.
Bütün gün onu bekledi. Sırf aç olsun diye akşam yemeğini de yedirmedim. Ne büyük bir heyecanla bindi ve biner binmez ve hostesler gelene kadar ki 25 dk boyunca da söylediği şey "Hadi anne paldoooon bakaa mısınız, sandviç getirir misiniz deeeeeee!!"
Hadi anne, hadiii diye diye geldi hostes ama bize sandviç kalmamış. O kadar mı üzüldü. Balık krakere kaldık.
Hem para verip hem de kalmıyor ya çok şaşırdım. Pegasus'un bu "sona kalan dona kalır" uygulamasını kınıyorum ve ilk ve son binişim olur diyorum.
Sayelerinde çocuk akşam yemeğini gece 12'de yedi.
Yolculuğumuz boyunca gerçek anlamda ağzım yoruldu bir de. Yanımızda oturan adam 1 saat sonunda kafasını çevirip ağzını kapatarak, önümüzdekiler, yanımızdakiler de kim bu meraklı çocuk diye eğilip bakarak gülüyorlardı.
Uçakla ilgili tüm detayları ama hepsini sordu. En son artık "Uçak kuş mu anne? Uçak düşmez mi anne? Uçak düşerse ben camdan atlalım anne" den çıkıp, olayın mekaniğine girince cevaplarım "Bilmiyorum." şeklinde az ve öz oldu. Orda anladım ki annemin ahları tuttu.
İlk gün sürekli " Ayyyy ayağıma ot battı, ayyyyy ayağıma kum girdi, ayyyyy buuurda ömürcek var, ayyy köpek geliyor, çimenlere basamam ayağımı gıdıtlıyoor" şeklinde geçti.
3.günün sonunda "Anneee kııımızı ömürcekleri öldürüyorum, baaak" şeklinde eliyle örümcek avlamaya, köpekleri önce çağırıp sonra su tabancasıyla ıslatmaya başladı bile.
Neyse ki sağlığımız ve keyfimiz yerinde. Havalar bir ılık, bir sıcak ama mutluyuz. Benim göbüş kocaman oldu. 2.de sahiden de çok hızlı çıkıyormuş karın. Utancımdan denize giremedim.
21+1 haftalık ama Çınar'a 8 aylıkken hamiş gibiyim. Daha 19 hafta var :o
Bilmiyorum sonu nereye varacak.