Sabah ilk iş banyoyla başlıyor. Sonra üzerinden çıkanlar beyaz sabunla elde yıkanıp, ardından bir gece sabunlu bekletilmek üzere kenara koyuluyor. Ertesi gün makineye.
Gün içerisinde 2 , 3 kez banyoya girilip baştan aşağıya tekrar yıkanılıyor.
Yemek zamanı ise yoğun stres altında devam ediyor. Ama stres ona hiiiç belli bile edilmiyor. Yemiyor musun tamam denip kaldırılıyor.
Arada bir gece ateş, ertesi gün kusma, aç, sadece anne sütüyle beslenip yaşamaya devam.
Gecelerden hiç bahsetmeyim. Çin işkencesi gibi. Uyu, uyan, uyu, uyan...
Sanırım geçti bu günler. Umarım...
Dişlerden kaynaklı olan ishali tam atlatmışken ardından viral enfeksiyon nedeniyle tekrar ishal olup iyice eridi Çınarişkom. Bayağı eridi yani. İnce bir boyuna, saçlarla kocaman bir kafa geçirmiş gibi görünüyordu gözüme.
My Gym'deki top havuzundan şüpheleniyorum. Ya da o ortamdan. Oraya gittikten 2 gün sonra belirtileri başladı çünkü. Doktor da büyük ihtimalle oradan kaptığını söyledi.
En son doktora "Neden geçmiyor bu kahrolası ishaal" diye ağlamaklı yakındığımda, bunu öncekiyle karıştırmamı, bunun aslında 2.gün olduğunu söylediğinde ise ishalin 18. günüydü toplamda. Sadece arka arkaya geldi hepsi. ( Ne çok kullandım bu kelimeyi yafuu. Ama insan anne olunca en sık kullandığıve duyduğu kelimelerden biri bu ve bunun türevleri oluyor sanırsam :))
Ardından ben mide bulantısı, baş dönmesi ile hasta oldum. Virüs oğuldan anaya, anadan babaya şeklinde yayılarak tüm aileyi kapladı.
Şimdi babamız hariç hepimiz iyiyiz.
Beni en mutlu eden ise kaşığı uzatınca ağzını açması.
Az da olsa yemesi, kusmaması ne güzel birşeymiş meğer.
Altı üstü viral bir enfeksiyon aslında. Ama küçük büyük hastalıkların hepsi üzüyor insanı. Her defasında aynı şeyi düşünüyorum. Anne-baba olmak ne zor. Çocuk büyütmek ne zor.
Gecelerimizde pek birşey değişmedi. Hala sık sık uyanıyor. Yoğun bir ayrılık kaygısı yaşadığını düşünmeye başladım. Son zamanlarda Çınar'ın 5. uzuvum olduğuna iyiden iyiye emin olmaya başladım zaten. Bundan dolayı benim bedenimden 1 dk olsun ayrılmak istemiyor.
Sürekli uzatarak aaaaaaaanniiiiii diye sesleniyor. Babasıyla oynarken bile oyununu bana göstermek için sürekli aaaaannniiii diyor.
Hele ki yanımıza bir yabancı gelmesin. Annni, anni, anniiii arada düzeltip aaaannneeeee....Baba gelse bile kar etmiyor, 5 dk oynasın 6. dk da hop hemen benim kucakta, kafa omuzumda.
Bugün bir ara başıma ağrılar girdi artık bu kelimeyi duymaktan.Hala da devam ediyor.
Ha arada annniiii baaaaaaa (bak) diye yanına başka şeyler de ekliyor. Ya da annnniiiii kaaayııı (kaldır), aaaanniiii kipaaa (kitap), aaannniii oyna gibi şeyler ekleyerek renklendiriyor ama her kelimenin yanında illa ki annisi olacak.
Böyle olmayacak. İşe başlamam ya da haftada bir iki gün Çınar'ın benden başka biriyle vakit geçirmesi lazım. Yapıştı kaldı bana. Üst üste, alt altayız tüm gün.
Ciddi ciddi çok bunaldım yani. Sonbahar da geldi zaten. Tam üstüne tuz biber oldu.