11 Temmuz 2009 Cumartesi

Son Hız...

Geçen hafta Çınar ilk kez önce dolmuşa ardından otobüse bindi. Otobüse gidene kadar ki kısım hariç çok zevkliydi. Çınar kadar onunla beraber otobüse binmekten ben de zevk aldım.

Hava çok sıcaktı ve Çınar durağa gidene kadar her dala kondu, her yerde durdu, herşeye dokundu. Önce izin verdim ama 5 dk'lık yolu 1 saatte gideceğimizi anlayınca kucağıma aldım bir süre.

Sıcakta çooook zor oldu. Bu arada Dijle'nin blogunda yayınlandığı Maria Montessori'nin şu yazısı aklıma geldi. Ne kadar da doğru söylemiş teyzem.

Bazen onların ne istediğimi düşünmeden kendi isteklerimizi onlar için-miş gibi yapıyoruz. Ya da öyle istiyoruz.

Çınar'ın Kuğulu Park'ta kuşlara ve kuğulara bakmaktan zevk alacağını "düşündüğüm ve umduğum" için atladık dolmuşumuza oradan da otobüse, dışarıyı seyrede seyrede, gördüklerimizi tanıya tanıya gittik Kuğulu Park'a.

Güzeldi, kuşlara yem vermekten, kuğuları izlemekten çok hoşlandı ama en çok da minik bir köprünün üstünde ileri-geri 50 kere gidip gelmekten!!..






Tatil dönüşü oyun grubu arkadaşlarımız ve blog annesi biiiir sürü bebişin olduğu bir buluşmaya kısa süreli katıldık ki iyi ki sonuna yetişmişiz.
O kadar bebekle bu tür buluşmaların ne kadar zor olacağı, aslında anneye eziyetten başka birşey olmayacağı sonuncusundan sonra anlaşılmış oldu.
En ideali 4 çocuk maksimum. Zaten oynamıyorlar birbirileriyle ama en azından gözlem yapıyorlar, paylaşmayı öğreniyorlar, taklit ediyolar, ses çıkarıp iletişim kuruyorlar. Bunlar bile çok şey katıyor onlara. Hiç olmadı sosyal bir ortamda bulunuyorlar.





Geldik hızlıca daldık alemlere. En son da Arda Çınar'ı eve davet etti ve hemmmen damladık oraya.

Çınar, içindeki temizlikçi ruhunu okşayan bir oyuncak buldu hemen. Kendini buldu yine. Playskool'un "bayıldım bayıldım" dediğim elektirikli süpürgesi. Ne şahane bir oyuncak öyle.



Arda Çınar'a kaptırmamak için nice naralar koparsa da sonunda oynadı oğluşum.

Çınar'ın eline aldığı her oyuncak Arda'nın kıskançlık krizlerini coşturdu iyice. Hatta Arda yemek yerken Çınar mama sandalyesine dokundu diye eliyle bağırarak itmeler falan.


1 koltuğa 2 karpuz sığmaya çalıştı ama Arda yine izin vermedi. En sonunda da evde yüzüne bile bakılmayan konuşan köpek kavgası yapıp bir güzel uyudular.

Anlaşılan bundan sonra buluşmalarımız böyle bol kavgalı geçecek.
Olsun büyüdüler ne güzel.... :)

Bu arada geçen sene bu zamanlar ikisinin şu linkteki halini görünce vay beee gözümüzün önünde büyüyorlar, büyüMÜŞLER demeden edemiyorum.

Çok özlemişim o zamanları ama ben...


Posted by Picasa

17 yorum:

ELÇİN'İN YERİ dedi ki...

iki kuzu büyümüşler ve kavga yapmaya bile başlamışlar ya inanamıyorum :)

bu ördeğin o dudaklarını göbeğini ve çapkın bakışlarını yerimm sermin :)uyarmadı deme annesi :)

sinem dedi ki...

ne kadar güzel bir dostluk bayiliyorum ikisinede ...

durununannesi dedi ki...

Umarım dostlukları hiç bitmez:)Gerçekten insan büyüdüğünü fark edemiyor.Oysa o kadar çabuk büyüyorlar ki...

Burcu dedi ki...

Arda'nın tek paylaşamadığı oyuncaktır o süpürge.. Normalde haftada bir oyuncakların bir kısmını saklarım unutsun ve ertesi hafta tekrar sıkılmadan oynasın diye. Ama bu süpürgeyi saklamama hiç izin vermedi Arda ve her sabah uyandığında mutlaka evi temizler onunla :)Ona verdiğim parayla gerçek bir şarjlı süpürge alabilmeme rağmen yine de çok memnunum :))geçen seneki hallerini görünce şaşırdım.. arada geri dönüp bakmak gerekiyormuş.. Biz de yaşlanıyoruz be Sermin...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

böyle oyun grupları insanın kendi çocuğunu tanıması için çok iyi oluyor. ben mesela başka çocuklar gördükçe tuna'nın "ensesine vur lokmasını al" türü bir bebe olduğunu, ellerini çok kibar kullandığını, çok duygusal olduğunu farkettim. tek başınayken farkedemiyo insan bazen..
bir de
giderek daha da zayıflayıp güzelleşiyorsun :))

Ayça dedi ki...

Ne güsel arkadaşlar, hiç bozulmasın. Eski resimlerini görünce benim bile tüylerim diken diken oldu. Biz de netten şahit oluyoruz büyümelerine.

Naile dedi ki...

darısı da ikinciye ozaman serminciğim :))

Esin dedi ki...

ÇOk hızlı büyüyorlar bir bakıyorsun ki hiç susmayan ve oturmayan bir küçük adam var evin içinde...

Evin dedi ki...

off zaman ne hızlı geçiyor gerçekten de.. dün duvardaki resmini görünce Çınar'ın, nasıl da şaşırdım.. büyürken ifadeleri bile çok değişmiş. artık bebek değil çocuk gibiler; ve daha sadece 16 aylıklar! Allah uzun keyifli sağlıklı ömürler versin hem bebeklerimize hem bizlere ki her anlarını yaşayabilelim, her değişimlerine tanık olalım..
Çınarım ördeğim, kucağımda öylece uslu uslu durup başını omzuma dayayarak kendini bana bıraktın ya,inanılmaz tatlıydın..
bir dahaki sefere sıkıştırıcam ama annesi; öyle narin sevemiycem artık koca adam oldu, tamam mı;)
öpüyoruz hepinizi,
sevgiler,
EEK

Sermin dedi ki...

Elçin bi yiyemedin yahuuu. gel artık hadi.
Sinem beşik kertmesi gibi bebklik arkadaşı çok güzel birşey bence de..

Sermin dedi ki...

Bige sadece resimlere bakınca anlıyor insan. geçen sene kucakta gazını çıkaramaan minicik bebekken şimdi kendi fikirleri olan küçük çocuk oldular. ne zamaan?

Sermin dedi ki...

Burcu ben de alacağım o süpürgeden. yalnız bizde de şarjlı süpürge kavgası ettler ya. büyünce söylesek süpürge kavgası yapıyordunuz diye inanmazlar haa

Sermin dedi ki...

Hülyacım sağol. evet son zamanlarda zayıflıyorum çok az kaldı eski kiloma. sirke falan içiorum iyi geldi.

Sermin dedi ki...

ayça sanki herkesin çocuğunu aynı yerde beraberce büyütüyormuş gibi geliyoooo

Sermin dedi ki...

Nailecim amiiiiiiinnn!!!

Sermin dedi ki...

Esin şimdiden hiç susmuyor konuşsa demek neler diyecek.

Sermin dedi ki...

Evin Çınar izin verdiği müddetçe sıkıştırabilirsin şekerim.