9 Kasım 2008 Pazar

Oğlumsuz Gezmelerdeyim

En son sinemaya Çınar doğmadan 2 ay önce gitmiştik. Ta ki dün akşama kadar. Babaanne ve dedeyi çağırdık. Çınar'ı 8 gibi uyutup çıktık.

Kucağımızda bebiş ya da elimizde bebek arabası olmadığı için uzun zamandan sonra ilk kez elele tutuşarak gezince yeni çıkmaya başlayan liseli aşıklar gibi hissetik kendimizi ;)

Sinemaya mı gitsek, mağazaları mı dolaşsak,bir yerlerde oturup kahve mi içsek, yoksa canlı müzik mi dinlesek karar veremedik. Aslında sinema niyetiyle çıkmıştık ama boşta kalınca hepsini yapasımız geldi. Kendimi kış uykusundan uyanan ayılar gibi hissettim. Sürekli dışarılardayız ama elini kolunu sallayarak, merdivenleri yürüyerek çıkarak, "emzirdim, yedirdim, altını aldım, uykusu geldi, ağladı, ağlamadı" diye düşünmeden gezmek çok değişik geldi. Biraz da içimdeki suçluluk duygusunu atabilseydim daha rahat edecektim. Sanırım hala lohusalık sendromunu üzerimden atamadım. Onu bırakıp gezdiğim için kendimi kötü hissettim ve biliyorum ki bu çok sağlıksız bir düşünce. Böyle düşünerek kendimi avutum durdum. ( Bundan sonra kimseye şunu yap bunu yap diye bilmişlik taslamayacağım. Duygular ve teoriler karışabiliyormuş demek ki!)

Aile Danışmanlığı kursunda bir hocam ailelerin çocuktan sonra sık sık, çocuksuz, baş başa gezmeleri gerektiğini ve bu gezmeler sırasında asla çocuktan konuşmamak gerektiğini anlatmıştı. Anne babalık rollerini bırakıp eskisi gibi karı-koca olarak aktiviteler yapmanın evliliği pekiştirici "gereklilikler" olduğundan bahsetmişti. Gerçekten de doğru. Çocuktan sonra hep konuşmalarımız Çınar üzerine, tüm yaşantımız ona odaklı hale geldi. Biz bundan son derece memnun olsak da arada sırada bu tür paylaşımlar yeni bir nefes oluyor sanki.
Ne yapacağımız konusunda şaşkın şaşkın düşünüp sinemada karar kıldık ve "Bangkok Dangerous" filmini izledik. Nicholas Cage'in tüm filmleri olduğu gibi bu da çok güzeldi. Hem sinemadan önce biraz gezdik de. İyi oldu.
Eve geldiğimizde saat 12'yi geçiyordu ve Çınar hiç uyanmamış, dede ve babaanneyi panik etmemişti. Bundan sonra bunu sık sık yapma kararı aldık. Umarım uygulayabiliriz.

10 yorum:

Burcu dedi ki...

Oooohhh çok iyi yapmışsınız... Anana babane burdayken şimdiye kadar yapmadığınız hataymış yahu!! Biz napalım?? Biri karabükteee, diğeri Eskişehirde... En son sinemaya doğumdan önceki gece gitmiştim.. Hayır hayır hatta gece 12 seansı olunca aynı güne denk geliyor. gece 12 seansına gidip, 2de filmden çıkıp, sabah 5:30da kalkıp duş alıp, fönümü çekip, süslenip püslenip doğuma gitmiştim!! Gidiş o gidiş.. ben de annemi istiyorum yaa :(((

Adsız dedi ki...

Sizin adınıza çok sevindim arada bir yapın böyle kaçamaklar ki enerjinizi toplama imkanınız olsun.Bu arada temanız çok sade bende sitemde böyle bişey kullanmak istiyorum nerden bulabilirim acaba yardım ederseniz sevinirim.

Sermin dedi ki...

Üzülme bak olunca da pek değerlendirilmiyor. Hem sen burak Arda'yı bize gidin gezmeye. bakarım ben ona. Ciddiyim ha

KEO dedi ki...

Ben en son ne zaman başbaşa biryere gittiğimizi hatırlayamıyordum ki biz de geçen hafta sinemaya gittik.Ayda bir kaçamak yapmaya karar verdik ama O'ndan konuşmamayı da başaramadık:)Yine de deşarj oluyor insan...

Pembelinin Mutfağı dedi ki...

Sizi kaçakçılar siziii:)) Bu arada yeni şablonunuz hayırlı olsun:)

Adsız dedi ki...

bu şablondan benimde olsun istiyorum :(((((ama nerden bulcam????

Sermin dedi ki...

Sevgili adsız arkadaşım. Buna digital scrapbooking deniyor. Hazır kitleri var internette. Onları photoshopta birleştiriyorsun kesiyorsun biçiyorsun hayal gücünü katıp şablon yapıyorsun. google'dan tarat digital scrapbooking free kit diye. bir sürü hazır malzeme var. (keşke ismini de belirtseydin. kiminle konuştuğumu bilirdim hem :)

Sermin dedi ki...

Sevgili Özgür hoşgeldiin :)Karar veriyorsun ama sonra evde üstüne bir tembellik çöküyor çıkamıyorsun. "Şimdi kimi çağıracağız, ya uyanır da ağlarsa" diye düşünmeye başladı mı zaten bu çıkmayacağız anlamına geliyor.Yok yok biz de kesin kararlıyız gezeceğiz bol bol.

Sevgili Pembeli teşekkür ederim beğendiğin için. Yaptıktan sonra benim de hoşuma gitti

Adsız dedi ki...

Şermin, supersiniz, tebrik ederim sizi... Mutlaka yapmak lazım...

Biz de bir akşam kacamak yaptık ama hep ondan konuştuk, bir de üstüne iyimiymiş diye evi aradık - ne olacaksa sanki!- sonuçta hiç bir şey de anlamadık.

Uzun bir zaman oluyor, bir blogda okuduğum bir hikaye geldi aklıma... çocukları uyuduktan sonra dışarı çıkmışlar ve çıkarken bebek telsizini komşularına bırakmışlar. Komşuları da aynı şekilde dışarı çıktıklarında onlara bırakıyorlarmış. Oradan esinlenmişler zaten...
Böyle bir komşu bulsak yapabilirmiyiz? Çok uzak bir ihtimal gibi geliyor... daha çok fırın ekmek yemem lazım çok...

Sermin dedi ki...

Banucum ben o kadar yapamam herhalde. Hemen kafamda felaket senaryoları çakar. ya telsiz çalışmazsa ama farketmezlerse, o da o sırada uyanır da ağlarsa..... vb... yok yok o zaman hiç çıktığımdan birşey anlamam. en güveniliri evde birisi olsun.