Havuzda
Babaannemiz, halamız ve kuzenimiz
Gittik, geldik, yorulduk. Tatile gitmesi güzel de dönüşü çok yorucu. Döndüğünde daha dinç olman gerekirken dönüş sonrası valiz boşaltma, çamaşır vb. yoruyor insanı. Tek güzel yanı zihnini sıfırlamış olarak dönüyorsun. Tabii çocukla bu daha zor. Yine de hakkını yememek lazım, oğluşum bizi utandırdı. Beklediğimden daha az yordu bizi.
Önce 3 gün Bodrum, ardından Didim'de yazlık keyfi. Şöyle ayağımı uzatıp bir dinlenemedim ama yine de güzeldi. Çınar'ın uyumadığı saatlerde denize gidemediğimiz için bir odaya tıkılmış habire ya emzirme ya da uyuma savaşı halinde geçti tatilimizin bir kısmı.
Didim'e gittiğimiz ilk gün fena halde ishal oldu. Bu 4 gün sürdü. Sanırım sıcak ve hava değişikliği çarptı onu. Bizi bile çarptı, küçücük bedeni nasıl çarpmasın? Akşamları uyku saati açık hava, sıcak vb. nedenlerden dolayı 1 saat öne kaydı. 20.30'da uyudu. Evde olmadığımız zamanlarda arabasında hem uyudu, hem gezdi. Biz de böylece rahat rahat yemek yiyip, dolaştık.
Çınar'ı denize 2 kere sokabildik. İlkinde babası onu alıp, bodoslama denize sokunca, çocuk bir anda ne olduğunu anlayamadı. Hem deniz çok dalgalı, hem de soğuktu. Bir anda yüzüne sular gelip, vücudu da soğuk suya girince bastı yaygarayı. Tabii bu arada ben de arkadan elimde fotoğraf makinesi ve havlu " Beni bekleeee hayatıııııım" şeklinde koşturuyordum. Bi heves etti babamız, daldırdı heyecanla oğluşunu. Ben kızınca ertesi gün bana verdi bu görevi!! Ben önce kucağıma oturttum, sonra yavaş yavaş suya girdik kenardan. Önce iki mızıldadı, sonra şarkılar, oyunlar unutturdu denizi ona. Yavaş yavaş beline, göğsüne kadar girdik. Hoşuna bile gitti. Bir ara baktım ayağını suyunu içinde sallamaya bile başladı. Girdiğimiz saat akşam 5.30 olmasına rağmen en az 35 derece sıcak vardı. Bu yüzden çok duramadık denizde. Neyse ki, "Denize girmeden geldik."demedik. Bunun dışında sıcaktan dolayı deniz kenarına pek götürmedik onu. O uyudu, kayınvalideme bırakıp biz biraz yüzdük, geldik.
Bir de sinek ve haşere kısmı var tabii. Çok şükür ısırılmadan bitirdik tatilimizi. Yanımıza aldığımız şeylerden "İyi ki de almışız!" dediklerimizden birkaçı olan ana kucağı için sinek koruyucu tül ve chicco'nun sineksavar spreyi en çok işimize yarayan şeylerdi. Bunlar olmasaydı akşamları dışarıda rahat rahat gezemezdik. Bunun dışında;
Güneş kremi
Üstünü örtmek için inçe tülbent
Ana kucağının içine havlu örtü ( Buna rağmen çok terledi)
Üstünü örtmek için inçe tülbent
Ana kucağının içine havlu örtü ( Buna rağmen çok terledi)
Kolsuz, atlet bodyler (7'li set şeklinde götürmüştüm. Sadece ve sadece bunları giydi.)
Canbebe'nin kullan-at alt açmaları ( Gündüz bunların üstünde altını açık, rahat rahat yattı.)
Beyaz sabun ( Kıyafetlerini elimde yıkadım.)
Tatilin ilk günü mızımızlanması anlamayıp dişi çıkıyor diyip yanlış alarm vermişiz. Çocuk sıcak ve hava değişikliğinden yaparken huysuzluğunu biz de dişi çıkıyor sandık. Ama yine de ben şüpheliyim, çünkü sol taraf damağı sağına göre daha beyaz ve 1 haftadır elini ağzından alamıyoruz. Haftaya dr kontrolumuzde bakar, söyler artık.
Biz gittik tatile, darısı gidemeyenlerin başınaaaa....
0 yorum:
Yorum Gönder