15 Ağustos 2008 Cuma

Çınar Gezmede

(Lozan Park'ta)

Bu hafta ilk kez bu akşam evdeyiz. Her akşam bir yerlerdeydik. Zaten bir başladık mı kendimizi durduramıyoruz. Arka arkaya sürekli plan yapıyoruz. Sonra bir süre evden hiç çıkmıyoruz.

Yine gezme dönemindeyiz. Çınar da bize ayak uyduruyor artık. O da seviyor gezmeyi. Arabasına bindi mi başlıyor sevinç çığlıkları atmaya.
Önce oğluşumun anneannesi ve dedesi rahatsızlandıkları için yazlıktan Ankara'ya geldiler. Onları ziyarete gittik. Uyku saatinde biraz huysuzlandı ama sonra uyudu.
Evvelsi akşam
Ankan'dan arkadaşım Funda ve güzel kızı Rengin ile Lozan Park'ta buluştuk. Çınar'la arabasında uzun uzun dolaşıp çam ağaçlarının kokusunu içimize çektik. Sonra parkta oynayan çocukları izledik. Böylece ben de biraz yürüyüş yapmış ve hareketsizlikten dolayı yaşadığım suçluluktan kurtulmuş oldum. Oradan 365'e gidip birşeyler yedik, gezdik dolaştık.
Dün akşam siteden arkadaşım Evin ve güzel oğlu Efe'leri ziyarete gittik. Efe bizden 10 gün büyük. Büyüyüp de beraber oynayacakları günleri heyecanla bekliyoruz. Aramızda 10 gün olmasına rağmen Efe pıtır pıtır dönüyor. Sırt üstünden yüzüstüne döndükten sonra tersine dönemediği için adına layık şekilde efelik yapıyor anne babasına. Bu yüzden biraz gergin Efe bu aralar. Ah bir tam dönmeyi becerebilse, tutabilene aşkolsun.

(Efe'lerde)
(Efe ve Çınar)

Bugün de oğlumla Panora Alışveriş Merkezi'ne gittik. Dev akvaryumdaki balıkları Çınar öyle büyük bir keyifle izledi ki, o balıkları izlerken ben de Çınar'ı izledim. Ağzı açık, sırıta sırıta bir balığın tüm hareketlerini takip etti, sonra onu kaçırınca başka balığı izledi. Arada kafasını yukarı kaldırıp köpek balıklarına baktı.
Sonra da çığlık atma denemeleri yaptı. Bu aralar çığlık atmayı keşfettiği için sürekli bağırıyor, tiz bir sesle çığlık atıyor. Gelen geçene gülücükler attı, çığlıklarını duyup gelenler oldu, kim bu diye merak etmişler. Hatta bir abla gelip onu şap diye öptü. Sinir oldum ama herşey kaşla göz arasında oluverdi ben birşey diyemeden. Neden öperler anlamam, hasta mısın, in misin, cin misin? Niye öpersin benim çocuğumu. Bir de elini öpenler var. Çocuğun eli sürekli ağzında, bu sefer senin öptüğün yeri o ağzına alıyor. O da ayrı bir dert. Aslında hiç pimpirikli değilimdir bu konuda. Mikroba alışması taraftarıyım, tanıdıklarım öptüğünde rahatsız olmuyorum ama yabancıların öpmesini sevmiyorum. Bir de aşırı pimpirikli babamız var tabii. O saatlerce kafaya takıyor yabancı birisi öpünce. Sürekli söyleniyor :))
Mothercare'den bodyler aldım 6-9 ay, 9-12 ay için. Gap Kids ve Karamela'dan şapka, pantolon falan.
Yorulduk, çok yorulduk. Çınar'da çok yoruldu. Çığlıkları susmak bilmeyince, çevredekileri rahatsız etmemek için oradan çıktık. Arabaya biner binmez uyudu fındığım. Meğer 4 saat gezmişiz saatin farkında olmadan.
Çok şükür evdeyiz. Hafta sonu gezmesi için enerji toplamamız lazım.
Çınar banyodan sonra hoop uyudu. Ev sessiz, Serkan çalışıyor, ben de kendimle vakit geçirmenin keyfini çıkarıyorum.




Posted by Picasa

4 yorum:

gezicini dedi ki...

ben de aynı fikirdeyim. yabancı biri bebeği ellese bile sinir oluyorum. sana ne kardeşim? git kendi cocuguna bak ya. hayret bişey. ben genelde AVM gezmelerine sinir oluyorum ama yapacak başka birşey yok. eve dönüp kaldırımlarda gezme çalışmalarından sonra ben de 365 yaptım annemle. bebek odasında sıcak su yok, kagıt yok, hiçbişey yoktu. hemen şikeyet ettim tabii.
birlikte gezmek üzere..
sevgiler
gorki

nimetin.blogspot.com dedi ki...

ben gelemedim
yaaa...mız mız...
artik boşa çıktım serminim bu çarşamba yine lozan filan yapsak. dur konuşalim biz bunu

nimet

Sermin dedi ki...

Siz de mi buralarda oturuyorsunuz Gorkem (cankaya). beraber gezelim ogluslarla sevinirim.

Sermin dedi ki...

Tamam Nimetcim yapalım yapalım bulusalım.optum