Gün denilen şey kendi temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kalan vakitte evdeki biri yerinde duramayan, biri de emmeden duramayan iki veletin ihtiyaçlarını karşılamakla geçmekten ibaret.
Bir tanesi "evde sıkılmak" ifadesini literatürde başka bir boyuta taşıdı. Oynadığı şeyler battaniye, ip, kevgir, yastık, sarımsak döveci.
Yarın odasındaki bütün oyuncakları yok edip, acaba farkına varacak mı diye bir test etmeyi bile düşünüyorum. Yalnız başına güzel güzel oynayabilirken şu ara yanında ben ya da babası yoksa oyuncaklarıyla oynamıyor.
Akşama kadar tv izlemek, telefonda oynamak ve Wii oynamak için kaç kez pazarlık ediyor benimle bilmiyorum ama izin vermiyorum. Hepsinden de nefret ediyorum. Bazılarına bu çok tutucu geliyor olabilir ama herkesin taktığı birşey var işte, benim de alerjim bunlara .
En azından çok sınırlı olmak koşuluyla ya da zor durumda kaldığım zamanlarda izin veriyorum, misafir geldiğinde vb..
Çocuğun yaratıcılığını kısıtladığı için, hareketsizleştirdiği için, düşündürmediği için.... için, için, için...
Diğeri, en tombik ve minik olanı ise tombili vücuduna göre pek mühim beceriler edinmekle meşgul.
3. ayımızı bitirdik.En çok sevdiğim aydır 3. aydan sonrası.
Farklılaşmış ağlama gelişir. Altına yaptığında, uykusu geldiğinde, canı sıkıldığında niye ağladığını anlarsın, çeşit çeşittir.
2,5. aydan bu yana nesnelere uzanmaya, elinde tuttuğu nesneleri ağzına götürmeye ve yüzüstü dönmeye başladı. Ama kolunu alttan kurtaramıyor kendileri henüz.
Çenesi çok mu çok. Gözgöze gelmeyegör. Anında agular başlıyor. 3.ay kontrolünde doktorumuz artık oturtabilirsiniz dediğinden beri de oturmak en büyük keşfi. Kafayı tutabildiği kadar uzun süre tutup, sağa, sola sırıta sırıta döndürüyor. Heeeyy yatmaktan kurtuldum der gibi.
3.ayı bitirdiği günden bu yana da günde 2 kez 1 saat uyuyor çok şükür.
Bir de kötü bir gelişme var ki beni sıkıntıya sokuyor. Bakıcımızla yalnız kaldığında 5 dk sonra "ağlıyor gelin" diye telefonla evime dönmek zorunda kalıyorum. Evde ben varsam daha az ağlıyor. Ama yalnızken geldiğimde canhıraş bir şekilde ağlarken buluyorum. Korkuyor ondan Japon Balığım.
Neyse;
2012'den ilk istediklerim:
Şu hastalıklar biraz azalsa da Çınar'ı tekrar kreşe göndersem de minik olanını hastalıklardan koruyabildiğim kadarıyla korumuş, diğerini de can sıkıntısından kurtarmış olsam.
Olsam, yapsam, alsam, bitse, gitse -sa, -se..... ama en çok da Irmak hiç büyümese...