24 Temmuz 2009 Cuma
Tatil öncesi yapılanlar, yapılacaklar...
Gönderen Sermin zaman: 05:13 35 yorum
Etiketler: Arkadaşlar, Tatil
22 Temmuz 2009 Çarşamba
Blogger Misafir
Kıvanç Tatlıtuğ bizdeydi dün. Böyle güzel bir annenin böyle güzel çocuğu olur dedirtecek kadar güzel bir anne ve oğulu (maşallah diyelim) misafir etmek çok keyifliydi.
Şöyle ki; sanki yıllardır tanışıyormuş gibi sohbet etmek yine bu blog alemi ne enteresan, sanal olanı önce telefon konuşmasına ardından da kanlı canlı kahvaltı sohbetine dönüştürüveren güzel birşey diye düşünmeden edemedim.
Demir'e gelince geldi, gitmesine 10 dk kalana kadar mama sandalyesinde gayet cool bir şekilde kahvaltısını etti. Daha doğrusu etmedi. Annesi tarafından ettirilemey çalışıldı.
Gitmelerine ramak kala oynasınlar diye bir araya getirsek de onları Çınar Demir'in sakin, kendisine tepki vermeyen durumlarına sinir oldu ki gelip gidip mıncıkladı güzel oğlanı. Sanırım yakışıklılığını kıskandı. Yavrum o da o kadar mıncığa rağmen sesini çıkarıp da Çınar'a tepki vermedi.
Zaten Çınar'ı en çok tetikleyen de onun o tepkisiz, cool hali oldu. Dikkatini çekmek için elinden geleni yapsa da pek bir iletişime giremediler :))
Çaylar içilip, sohbetler edildi. Mumlar karıştırıldı, dvd'nin kabloları çekiştirildi.
Karakter olarak kendime çok benzettiğimden olsa gerek pek bir kanım kaynadı Ayça'ya. iyi ki geldiniz teşekkür ederiz. Ayrıca Çınar adına da özür dileriz :)
Bu arada Çınar evde 2 gündür coştu. Mutfak çekmecelerinden sıkılıp terlikleri boşaltamanın ötesinde kendine basit gelen bu yaramazlıkları kablo kanallarını kopartarak genişletti.
Hep merak ediyor, öğrensin dedim ama bu kadarı da fazla. Kablo kanallarını büyüyünce öğrense de olur. Canı sıkılıyor evde sanırım.
Her gün dışarı çıkmak istiyor artık. Neyse ki hemen önümüzde park var da sıkılınca çıkıp ana-oğul kayıp,sallanıyoruz, taşlarla oynayıp geliyoruz.
Ama bir daha kaymayacağım. Bugün kayarken kolum sıyrıldı :) Karizmayı iyice sıyırdım artık.
Gönderen Sermin zaman: 04:57 13 yorum
Etiketler: Arkadaşlar, Günce
20 Temmuz 2009 Pazartesi
16 Aylık Oldum
Anne, Baba, Anneanne, Dede
Adda, Mama, Meme, Aba (abla)
Abi, Bebe (bebek), Bala (balık), Ah (al)
Del (gel), Ti tak (tik tak), Gak gak, Ku /Ka (kuş)
Et ( İbrahim Tatlıses kıvamında, genizden), Aç, Attı
Ala (alo), Haşi (hapşu), Kı kı (dıgıdık dıkgıdık)
Bunun dışında "Ferhat" gibi kullandığı ama Türkçe'ye çeviremediğim kelimeleri ve ses taklitleri var.
9-18 aylar arasında görülen "jargon" Çınar'da da görülüyor. Jargon yetişkin konuşmasına benzer ses ve tonlama ile çocuğun yetişkin konuşmasını taklit ettiği bir ses çıkarma tipidir.
Çınar bunu o kadar çok yapıyor ki 19 Mayıs'ta Antalya'ya gittiğimizde restaurantta İngiliz bir teyzeyla amcanın yanına gidip hızlı hızlı birşeyler anlatmaya başlamıştı. Kadın inanamadı ve amcaya dönüp "oooo ne kadar da güzel konuşuyor "dedi. Kadın Türkçe bilmediği için Çınar'ın Türkçe birşeyler anlattığını düşündü. Ne bilsin Çınar'ın salladığını :))
Bu ayların dil gelişimi ile ilgili diğer bir noktada duyduğu bazı kelimeleri taklit edip bir daha kullanmamalarıdır. Bunun dışında ünlü-ünsüz birleşimleri ile kelime benzeri ama anlamı olmayan kalıpları hep aynı şeyleri tanımlamak için kullanırlar. Çınar'ın bir "o-a"sı vardır. Ağzını kocaman açıp o-a der ama ne için söylediğini hala anlayabilmiş değilim.
Boyu ve kilosunu bilemiyorum. Geçen ay 10.500 kg idi. Şu ara kendi tartımızda 11 kg gösterse de her zaman ondan daha az çıkıyor. 10.750 falan oldu sanırım.
Bu arada geçen hafta Haber Türk gazetesinde çıktık. Anne blogları bu sefer de gazetede vardı. Çok sevindik, mutlu olduk.
Gönderen Sermin zaman: 03:32 22 yorum
Etiketler: Ay Ay Gelişim, Basında Biz :), Konuşma-Dil Gelişimi, Ne zaman neler öğrendim?
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Paytak Rocky ve Sportif Ördek.
Anne ve babası yanlarındayken çocukların kendilerini ne kadar güvende hissettiklerinden bahsediyorduk geçen akşam Serkan'la.
Gönderen Sermin zaman: 10:50 22 yorum
Etiketler: Anne olmak, Günce, Video
11 Temmuz 2009 Cumartesi
Son Hız...
Geçen hafta Çınar ilk kez önce dolmuşa ardından otobüse bindi. Otobüse gidene kadar ki kısım hariç çok zevkliydi. Çınar kadar onunla beraber otobüse binmekten ben de zevk aldım.
Hava çok sıcaktı ve Çınar durağa gidene kadar her dala kondu, her yerde durdu, herşeye dokundu. Önce izin verdim ama 5 dk'lık yolu 1 saatte gideceğimizi anlayınca kucağıma aldım bir süre.
Sıcakta çooook zor oldu. Bu arada Dijle'nin blogunda yayınlandığı Maria Montessori'nin şu yazısı aklıma geldi. Ne kadar da doğru söylemiş teyzem.
Bazen onların ne istediğimi düşünmeden kendi isteklerimizi onlar için-miş gibi yapıyoruz. Ya da öyle istiyoruz.
Çınar'ın Kuğulu Park'ta kuşlara ve kuğulara bakmaktan zevk alacağını "düşündüğüm ve umduğum" için atladık dolmuşumuza oradan da otobüse, dışarıyı seyrede seyrede, gördüklerimizi tanıya tanıya gittik Kuğulu Park'a.
Güzeldi, kuşlara yem vermekten, kuğuları izlemekten çok hoşlandı ama en çok da minik bir köprünün üstünde ileri-geri 50 kere gidip gelmekten!!..
Tatil dönüşü oyun grubu arkadaşlarımız ve blog annesi biiiir sürü bebişin olduğu bir buluşmaya kısa süreli katıldık ki iyi ki sonuna yetişmişiz.
Geldik hızlıca daldık alemlere. En son da Arda Çınar'ı eve davet etti ve hemmmen damladık oraya.
Çınar, içindeki temizlikçi ruhunu okşayan bir oyuncak buldu hemen. Kendini buldu yine. Playskool'un "bayıldım bayıldım" dediğim elektirikli süpürgesi. Ne şahane bir oyuncak öyle.
Arda Çınar'a kaptırmamak için nice naralar koparsa da sonunda oynadı oğluşum.
Çınar'ın eline aldığı her oyuncak Arda'nın kıskançlık krizlerini coşturdu iyice. Hatta Arda yemek yerken Çınar mama sandalyesine dokundu diye eliyle bağırarak itmeler falan.
1 koltuğa 2 karpuz sığmaya çalıştı ama Arda yine izin vermedi. En sonunda da evde yüzüne bile bakılmayan konuşan köpek kavgası yapıp bir güzel uyudular.
Anlaşılan bundan sonra buluşmalarımız böyle bol kavgalı geçecek.
Olsun büyüdüler ne güzel.... :)
Bu arada geçen sene bu zamanlar ikisinin şu linkteki halini görünce vay beee gözümüzün önünde büyüyorlar, büyüMÜŞLER demeden edemiyorum.
Çok özlemişim o zamanları ama ben...
Gönderen Sermin zaman: 04:09 17 yorum
Etiketler: Arkadaşlar, Gezmede
8 Temmuz 2009 Çarşamba
Yeni Blogumuzzzzz
Bu sefer de bebeklerimizle (ya da çocuklarımızla desem daha iyi olacak çünkü 1 yaşından sonra pek bebeklikleri kalmıyor) gidilecek, gidilemeyecek ne kadar çok yer var ama biz bilmiyoruz.
Evlere tıkılıp kalmaktan vazgeçip salalım kendimizi çayıra çimene, oyuna, yemeğe... Gidip, gördüğümüz mekanları anlatalım ki burada herkes faydalansın.
Tüm anneler, babalar, bebişler mutlu olsun. Bir tek beğendiğimiz değil beğenmediğimiz, çocukla gitmenin uygun olmadığı mekanları da yazalım istiyorum ki aynı hataya bir diğerimiz düşmeyelim.
Şehirlere ve mekanın cinsine göre kategorilere ayırarak yazarsak faydalanmak daha kolay olur sanırım.
Mama sandalyesi, çocuk menüsü, parkı, oyun alanı, aktiviteleri, park yeri var mı, temizliğin ve fiyatların nasıl olduğunu hakkında bilgi verirsek "çocuk dostu mekan" olup olmadığını daha kolay anlarız diye düşünüyorum.
Baş yazar olarak blog aleminin gezence annesi Burcu'yu ilan ediyorum. İlk yazıyı ve mekanı hemencecik bekliyorum.
Gönderen Sermin zaman: 01:27 18 yorum
Etiketler: Diğer Bloglarım