26 Eylül 2011 Pazartesi

Anne neden sesimi duymuyorsun artık?!!!!?

"Anne neden sesimi duymuyorsun artık?"
5 gündür ota moka, herşey ağlayan lohusa ben Çınar'ın ağzından dökülen bu cümleyi her düşündüğümde deli gibi ağlıyorum.
Kulaklarımda çınlıyor sürekli.
3,5 yaşındaki bir çocuğun yaşadığı kıskançlığın ötesinde sürekli başka bir canlıyla ilgilenmek zorunda kalmasının, kendini terkedilmiş hissetmesinin hatta kendini yalnız hissetmesinin çırpınışları, dış sesleri bunlar.
En saf ve en açık haliyle.

Ama o bilmiyor ki onu çok ama çok seviyorum. Sadece ameliyatın verdiği fiziksel acı, üstüne uykusuzluk ve sürekli emzirme, alta alma, gaz çıkarma, uyutma ritüeline sıkışmış ben ona vakit ayırmak için çok uğraşıyorum ama başaramıyorum. En azından şimdilik. Ben de, kardeşi de yeni hayatına alışana kadar.
O ise tepkisini bazen yüksek sesle bazen de kardeşinin canını yakmaya çalışarak belli ediyor. Bazen de sebepsiz yere ağlıyor. Ona ayırdığım 10 dk'lık bir kitap okuma sürecinin bile nasıl rahatlattığını gördüm.
Bana bakarken "hah işte, eski günlerdeki gibi anne" der gibi bakıyordu.
Geçecek ördek ağızlım, geçecek. Sen kardeşinin varlığına, ben ikinize birden vakit ayırabilmeye, 4 kişilik bir aile olarak yaşamaya alışacağız.
Senin sesini duyacağım oğlum, söz veriyorum

21 Eylül 2011 Çarşamba

Irmak'a 5 kala


Şafak vakti geldi, çattı. Ne yerdeyim, ne gökte.. Ne doğum yapacağımı anladım, ne normal hayatımı sürdürebildim.

Çınar'ın hastalığı tam bitti derken, kusmaları azaldı derken, 2 gündür yoğun ishal başladı yine. Bugün yarım günüm Çınar için hastanede geçti zaten. Onun dışındaki zamanlarda da Çınar'la yapışık geçti tüm gün.



Irmak'ın doğacağını (evet adı Irmak oldu) bildiği için Çınar'ın gerginliği hat safhada. Kelimelerle tarif edemiyorum. Zıvanadan çıktı. Ne bakıcıyı  ne annemi kabul ediyor. Herşeyi annem yaptırsın diye tutturuyor. 5 dk duşa girdim, çıktığımda Çınar çığlık çığlığa ağlıyordu. Sebep: Suyumu annem içirsin.

Tam kreşe alıştı derken,üstüne 1 haftadır evde ve kardeş geliyor. Açıkcası ben ..oku yedim.



Anladım ki planlı sezeryan çok stresliymiş.Çınar'da apar topar gittiğimiz için hiç böyle duygular içinde değildim. Gerçekten garip şeyler hissediyorum. Sanki yarından itibaren Çınar'ı aldatacakmışım, hayatım duracak gibi saçmasapan şeyler.
Hiç yemek yemedim bugün, yiyemedim. Benim gerginliğimden bebiş de hiç hareket etmedi.



1 haftadır kapı süsü, altın yastığı ve bebek şekerlerini koyacağım kutu için uğraşıyorum. Çok ama çok zevkliydi. Kutunun içindeki şeker kavanozları ise Ayça ve Bige tarafından benim için hazırlandı. Elinize sağlık tatlı arkadaşlarım benim.


Sanırım (umarım) benim için hayatımdaki hamilelik sayfası kapandı. Bu sefer çok zor geçtiği için buruk bir sevinç var içimde.

Neyse en azından başıma neler geleceğini biliyorum. Ama şunu şimdiden anladım ki 1+1=2 çocuk değilmiş. Çok daha fazlası. Kaç olduğunu doğumdan sonra hesaplarım artık :)



Dualarınızı bekliyorum..........
Önce sağlıkla gel kızım. Sonra mutluluk getir bize, 4 kişilik güzel bir aile olalım seninle.

18 Eylül 2011 Pazar

Yazıyla Eksi Dört

Güzel bir pazar günü. Günümün güzel olması için havanın çok sıcak olmaması, nefesimin sıkıştırmaması, rahat oturabilmem ve Çınar'ın yemeklerini yemiş olması gibi kriterlerim var.Bunların ilki haricinde hiçbiri yok. Nefes alabilmemin tek yolu uzanmak. Oturup kalkmak zulüm gibi.

Çınar havayla besleniyor 3 gündür. Kreşten ilk hastalığını kaptı. Sürekli kusuyor ve yemiyor. 3,5 yıldır hiç bu kadar zayıfladığını hatırlamıyorum. Kaburgaları tek tek sayılıyor. Bu sene çok çekti yavrukuş. Hastalık, kreş, kardeş, uykusuzluk, korkular.... Üstüne bir de kuma geliyor. Zor bir sene onun için.



Olsun işte yine de güzel birgün.
Dr perşembe gününe randevumuzu ayarladı. 22 Eylül'de mercimoşu kucağımıza alacağız inşallah. Kafamı karıştıran birşey var yalnız. Son adet tarihine göre perşembe günü 38 hafta 3gün oluyor ama doktor ilk ultrason ölçümünü baz alıyor. 1 hafta ileri oluyor yani 39 hafta 3 gün.  1 hafta daha bekler miydi acaba diye düşünüyorum. Nst'de kasılmalarımın başladığı görünüyordu, dayanacağını pek düşünmüyorum ama.

İsim hala bulamadık. 4 isim arasında kaldık. Her isim konusu kavgayla bitiyor :)) Anlaşamıyoruz bu konuda. Bugün kura çekeceğiz artık. Başka yolu yok.

Çınar'ın odasında birkaç ufak değişiklik yapıp kız odasına dönüştürdüm orayı. Perdeler, halılar değişti. Yatak korumalığı vs.
Çınar'ın odası hala hazır değil. Bir tek perdelerini yaptırabildim. O da sonraya kaldı artık. Arabalı yatak diye tutturan bir oğlum ve kocam var. Ama ben kıl kapıyorum o yataklara.

Artık geriye sayım başladı. Bir dahakine ya bebekli bir post ya da  doğuruyoooom diye bir post yazarım artıkın.
Dualarınızı bekliyorum.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ben:36+2/ Çınar: Oldu gibi


Niye güncellemiyorsun diye sorup duruyorlar hep. İşte.... Hamileliğin ağırlığından ve yoğunluktan diyebilirim.
Önce son günlerdeki önemli gündemimizden bahsedeyim.

Bayram öncesi Çınar artık sınıfa bensiz gitmeye hazırdı. Öğretmeni ağlayarak, çığlık çığlığa götürdü yukarı onu ama bu seferki naz ağlaması idi. İlk baştaki gibi bilinmezlikten kaynaklı değildi. Bir kez bensiz geziye bile gitti. Ağlayarak bindi servise. "Gitmeyeceğiiiiiiim"ler havada uçuştu. Ama arkadaşı Emre jr'un yanına oturur oturmaz kendini güvende hissetti ve "Tamam annneeeee sen git hadiiii" diyerek beni yolladı.
Bayramda onu strese sokmamak için hiç kreş lafını etmedim.Ama o hergün sordu. "Bugün kreş tatil mi???"


Bayram sonrası ilk gün geceden ona kreşe gideceğimizi söyledim. Sabah uyanır uyanmaz ağlamaya başladı. Evden zor çıktık. Öğretmenini görünce ağladı, zırladı, sonra merdivene kadar onunla gelmemi istedi. Aynen de dediği gibi merdivenin başında sustu.
Sonraki gün de aynı şekilde. Hatta ben eve geldim ilk kez.

... ve bugün evden çıkarken ağladı sadece. Güzelce vedalaştı ama yine de giderken buruk baktı, üzüldüm.
Bugün ilk kez kahvaltıya götürdüm. 2 gündür de öğle yemeklerini yiyormuş. Önceden reddediyordu, 1 kaşık alıp bırakıyormuş.
Bizim oryantasyonumuz 1 ayı bulur demiştim. Gerçekten de 1 ay oldu tam. Araya bayram girdi tabii.
Sırada tam güne geçmek kaldı. Ona hala emin olamıyorum. Belki doğumdan 2-3 ay sonra belki de haftaya.

Bana gelince:
Çok ağırlaştım. Hareketlerim iyice kısıtlandı. Sürekli nefes nefeseyim.
12,5 kilo aldım. Çınar'da bu haftalarda 9 kilo almıştım.
Suyum azaladığı için doktor 39. haftaya kadar dayanmaz diyor.  Kontrollerim haftalık artık. NST'ye bağlanıyorum. Mercimoş müthiş hareketli. Bu da beni biraz gerginleştiriyor. Sürekli içinde kıpırdayan birşey, sıcak, hareket üst üste gelince bunalıyorum.

Bebişin kilosu en son 2,650 gr idi. Bu da Çınar gibi 4-5 gün geriden gidiyor. Çınar 2.800 doğmuştu.
39'a kadar dayanırsa 3 kg'ı geçer ama o kadar dayanacakmış gibi gelmiyor bana.
Karnımda kasılmalar hissediyorum ara ara.
Dayan kızım dayan. Daha ismin bile yok.

Hastane valimizi ancak bugün hazırlayabildim.
Beşiği kurulacak, odasına perde, halı ve yatak korumalığı alınacak.
Çınar'a oda takımı yaptırılacak. Ama hiiiiiiç gücüm yok bunlar için.
Bebekle genç arası oda takımı yok piyasada. Korkunç takımlar var. Ben de Vibel'den kopya çekip çizdim birşey.
Sonrasında herşey tamam inşallah.
 Bir tek kızım kalıyor geriye. Sağlıkla gelirsin inşallah bebiş.

Foto: Hafta sonu Emre Jr bisiklete binmek için misafirimizken!