17 Ağustos 2011 Çarşamba

Kreşli Hayat

Güneş gözlüklerimin altından çaktırmadan ağlıyorum. Öyle sıkıyorum ki kendimi bıraksalar höyküre höyküre ağlayacağım. Arkada da Çınar "gitmeyeceğim" diye ağlıyor. Benim ağlamam sinirimden, onun ağlaması hem istememesinden hem nazından. 

Hormonlarım bir yandan, "Onun istemediği bir şeyi zorla yaptırıyormuşum hissi" bir yandan,  6. gün oldu ama hala sınıflara çıkmak istemiyor diğer yandan,  yaklaşan doğum nedeniyle "Ya alışmazsa stresi" öbüüüür yandan, kreşte kızdığım bazı şeyler dolayısıyla oryantasyon planlarına müdahale etme stresi bir yandan, evden çıkarken Çınar'ı ikna etmeye çalışırken yaşadığım gerginlik, kan, ter içinde kalma en öbür yandan, üstüne bir de sıcak eklenince ağlıyorum işte.

Çınar'ı bıraksam da kreşe, o içeride ben arabada bağıra bağıra ağlasam diyorum.


 

Nasıl Çınar normal çocuk tepkileri veriyorsa ben de normal bir anneyim işte. Bana Ç.G.E. Uzmanı gözüyle bakmayın.  Sadece 2.gün hiçbir açıklama yapmadan Çınar'ı yukarı yaka paça götürdüklerinde müdahale ettim. %50 -% 50 rol paylaşımı oldu ama o yukarıda ben de aşağıda ağlarken orda tamamen anne oldum işte.  Ne zormuş.

Sonrasında daha ılıman bir oryantasyon planı hazırlandı. Çınar'a daha uygun. Ben biliyordum ki Çınar gibi son derece temkinli, tanımadığı yetişkinlerle hemen iletişim kurmayı sevmeyen, önce gözleyen, emin olduktan sonra kendini açıp güven bağlarını atan ve annesine çok düşkün bir çocuğun  kreşe adaptasyonu uzun olacaktı. Hele ki hastaneden yeni çıkmış ve kardeşi olacak bir çocuksa bu.

Yarın başlayalı 2 hafta olacak ama biz kreşin gezilerinden dolayı 6 kez gittik henüz.
Öğretmenini reddetti, sadece okul pskilogunu kabul etti. Nedeni ise "Ben öööretmenden tanıyorum(-utanıyorum)." Öğretmeninin ona bakmasını bile şiddetle reddetti.

Öğretmenin boş oldugu bir an sadece çok sevdiği okul bahçesinde bir süre onunla oynadı. Sonrasında geriye yukarı çıkmak kaldı. Beraber çıktık ama sadece gözlem yaptı. Arada girdi oynadı.
Bugün yine beraber çıktık ama ben 15 dk sonra aşağı indim. beni unnutmuştu. 1,5 saat kadar bensiz yukarıdaydı.
Faaliyetlere katılmamış ama bu da çok büyük bir adım.
Sonrasında da yalnız çıkması, ardından benim sadece çıkışlarına gitmem ve evden ağlamadan gitmesi kalıyor. Bu sonuncusu biraz uzun süren bir süreç aslında. Çoğusu evden ağlayarak çıkıp oraya gidince unutuyor.
Tek dileğim bebek doğana kadar alışması. Yoksa hala hazırlıklarımı bitiremedim.

33 hafta 2 günlük olduk bile.  Yapılması gereken o kadar çok şey var ki, hala bir çoğuna başlayamamış olmak bile beni daraltmaya yetiyor.
"Alıştıııık" başlıklı bir yazıyla burada olmak umuduyla.........

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Çıbık ve anası




Eğer bir kadına beddua etmek istiyorsan "Allah hamileleliğinin son zamanlarını yaza getirsin. Bir de üstüne varislerin çıksın da o sıcaklarda varis çorabı giy. Ama o çoraplar bacağına değil de boğazına geçmiş gibi hisset emi" demek lazımmış. 

Dışarısı 40 derece, evin içi 50 derece. Klimalar boğazlarımı şişirdi. "Neyse, 2 ay kaldı" deyip kendimi avutuyorum. Hiç birşey yapacak halim yok, çok fenayım.


Çıbık krakerimin tekrar gülen yüzünü görmek çok güzel. Kaybettiği kiloların 600 gr'ını 6 günde aldı hemen.
İlk 1 hafta müthiş agresifti. Hastanenin ve hastalığının verdiği bunalımdanmış. 2 gündür çok iyi maşallah.

Herşeye mızırdanmıyor, öfke nöbetlerimiz o kadar çok değil. Daha söz dinliyor. En azından ben daha az bağırıyorum. Sadece uyku saatlerimizde uykudan kaçmak için bütün kozlarını oynuyor.

En son ben cadı anneye bağlayıp  "Çınaaaaaaaaaar" diye bütün siteyi inletince tırsıp yatağa yatıyor ve "Babamı istiyoruuuuum. Sen ben üzdün amaa" diye ağlıyor.


Aslında beni yoran çocuk değil, sevgili babamız. Çınar'dan çok onunla mücadele ediyorum.  "Bu davranışları hep senin yüzünden" derken buluyorum çoğu zaman kendimi.  Tamam, ben de yanlış olduğunu bile bile çok hata yapıyorum, ama aynı dili konuşamadığımız için Çınar doğru davramışın hangisi olduğunu öğrenemiyor. Herkes benden %0 hatalı bir çocuk yetiştirmemi bekliyor ama tam da hamileliğim 3 yaşına ve sıcaklara gelmesi sinirlerimin çok gevşek olmasına neden oluyor.

Çıbık'ın babası oldukça duygusal davranıyor. "Üüüüüüüüü ben korktum, ben babamsız uyuyam"ı duyunca yelkenler iniyor.
Şu anda uyku konusunda 1,5 yıl öncesine geri döndük. Yatağına bırakıp, iyi geceler deyip odadan çıktığım, sabaha kadar kendi yatağında uyuduğu zamanlar son 2 ayda tarihe karıştı. Tarih oldu!!!!!!!!!!!!!!
3-4 yaş arası korkuların depreştiği dönem. Bizde de "canavar" korkusu başgösterdi. Kuzenleri sağolsun, "canavar" kavramını hayatımıza soktu. Bir de eskaza gittiği yerlerde izlediği, saçmasapan, gereksiz, çocukları vahşileştiren çizgi filmlerin olduğu Cartoon Network kanalında gördükleri.

Çınar artık uykuya odada birisine sarılmadan geçemiyor ve geceleri yanımıza geliyor. Ben Çınar'ı eski günlerine döndürmek için 3 gün çabalıyorum, 4.günde babamız benden gizli yatağına kıvrılıveriyor. Çınar da zaten artık "Babaaa, korkuyoruuum" diye ağlıyor.

Doğuma 2 ay kala eski alışkanlıklarına döndürebileceğimi sanmıyorum. Özellikle geceleri yanımıza gelmemeyi. Zaten doğumdan sonra geleceği yer yine bizim yanımız olacak. Beraber uyumaya bir kez alıştırdıktan sonra gerisi çok zor artık.

Bu uzun bir mevzu. Bakalım önümüzdeki günler bize hangi yeni alışkanlıklar kazandıracak, hangi eski alışkanlıklarımızı hediye edecek.
Daha serin günlere....