4 kişilik bir aileyiz artık. Tam anlamıyla aile hem de. Çeşitli şekillerde kombinasyonları var ailemizin. Çınar-Anne, Baba-Irmak, Çınar-Baba, Irmak-Anne şeklinde.
Bir de babasız olduğumuz bir kombinasyon var ki halim içler acısı. Ben, Çınar ve Irmak... Dün gece bunlardan birisiydi.
Gözlerim uykusuzluktan yarı açık, yarısı çıkmış ojeli ellerim, kucağımda Irmak. Bir yandan emziriyorum, bir yandan da Çınar önde elinde direksiyon, ben arkasında koridorda araba olduk ve birbirimizi yakalamaya çalışıyoruz.
-Hıııııın desene annneeeee...
-Elinle direksiyon tutuyor gibi yapsana anneeee...
Tek elimle Irmak'ı tutup emzirmeye diğer elimle de direksyon tutuyor gibi yapıyorum.
İçimden düşünüyorum "10 çocuklu ev hanımları gibi hissediyorum kendimi"
Hikaye bundan 40 hafta önce başladı. 2.olsun dedik. Allah'ıma binlerce şükür biz istedik, o verdi.
38+3'de doğuma büyük bir stresle gittim. Çınar o sabah 6.30'da uyandı. Hiç kalkmaz o saatte oysa ki.
Sürekli ağrıyan fıtığımı bildiğinden ona hem fıtığın beni daha fazla rahatsız etmemesi için onu iyileştireceklerini ve hem de kardeşinin doğacağını anlattım.
Önce ağladı. Sonra beni asansöre kadar uğurlayıp sarıldı, sarıldı, sarıldı. Öptü, öptü, öptü.Saçlarımı okşadı.
Hissetti neler olacağını. O bakışlarındaki hüzünü tarif edemem.
Epidural takılırken çok korktum bu sefer. Önce bebek alınacağı sonra da fıtık ameliyatına alınacağım için karma ilaç verdiklerini söylediler.
Ameliyata girmemle Irmak'ımın sesini duymam 10 dk'yı bulmadı bile. Çınar'ın aksine doğar doğmaz ağladı. Onu yanağıma koydukları anda 3. kez doğmuş gibi hissettim kendimi.
Kendileri 3.290 gr ve 49 cm olarak doğdu. Çınar'ın aksine kumral ve beyaz tenli birşey. Ortak yönleri ise kaşları ve ördek ağızları. Bana hiç benzemiyor. Epidural olmasa, karışmış diyeceğim.
Odaya çıktığımda Çınar beni odada bekliyordu. İlk tepkisi "Anne neden öyle konuşuyorsun?" oldu. İlacın etkisiyle biraz baygın konuşuyordum. Sonrası hep aynı şekilde devam etti.
"Kardeşimi sevebiliii miyim?"
"Kardeşimi son kez sevebiliii miyim?"
Bunun anlamı şu: Sever gibi yapıp bir yerlerini mıncıklayabilir miyim?
İlk günlerin aksine daha rahatladı. Ona kardeşini sevmek zorunda olmadığını, onu anladığımı, ondan hoşlanmadığını anlayabildiğimi söylüyorum. Daha yumuşak sevmesini istiyorum. Empatik yaklaştığımda, duygularını anladığımı ve onu hala çok sevdiğimizi hissettirdiğimde daha ılıman yaklaşıyor.
Hep onu çok sevdiğini söylüyor ben öyle dediğimde.
Eve gelir gelmez ilk sözü hemen "Kardeşime bakacağım" oluyor ve o önde ben arkada koşuyoruz. O önce giderse bebiş önce parpıyı yiyor, ben gidersem bebişim abisinin
Evet, işte ilk aşkımın son aşkımla olan kıskançlık hikayesinin miladı.
Söyleyeceğim demiştim. 1+1=2 değilmiş. 1+1=5 çocukmuş.
Zorlayan son çocuk değil ilk çocukmuş. Tek çocuk, hiç çocukmuş.
Olsun... Zor ama güzel bir hikayenin başlangıcı olsun diyelim, öyle olsun.
En azından şimdilik.