23 Eylül 2010 Perşembe

Programlı program hazırlarken hayatın programından uzak kalmak


Yatıyorum,
Kalkıyorum,
İşe gidiyorum,
Geliyorum,
Bilgisayarın başına oturuyorum,
Araştırıyorum,
Yazıyorum,
Oluşturuyorum,
Kitabıma dönüp okuyorum,
Yatıyorum,
3-4 saat uyuyorum ya da 52345782416 kez uyanıyor Çınar'a 52345782416 kez su veriyorum ve 52345782416 kez ağlamaması için sakinleştirip 10 dk sonra geri kalkmak üzere yatağıma gidip sadece yatıyorum.




Çok zormuş ama bir o kadar da eğlenceliymiş yeni bir sistem oluşturmak.
Oğlunun içine dahil olacağı farklı, yaratıcı ve araştırmacı, oyunla öğreten, ingilizce, sanat, bilim ve oyun ağırlıklı bir eğitim programı hazırlamak.
Değişik bir program ama... Ne Montessori, ne Reggio Emilia, ne High Scope.....
Çooook yakında...
Şiş ve kırmızı gözlerime değecek.

13 Eylül 2010 Pazartesi

2,5 Yaş Dil gelişimi


1,5 yaş civarında kelimeler birleşimlere dönüşüp cümle olma yolunda ilerlerken konuşmaları çok hızlıdır. Ardı ardına bir sürü kelimeyi bir başından bir sonundan söylemeye çalışıp arada hiç es vermezler. Yakaladığın hecelerden ne söylediğini anlamaya çalışırsın. Nedeni? Zihinsel gelişimleri atak yapmıştır ve konuşma gelişiminden daha öndedir. Çocuğun söylemek istedikleri kafadan hızlı bir şerit gibi geçer, uçuşur.  Kelime dağarcığı zengindir. Hepsini kullanmak ister.


Sonra bebişler büyür büyür dana kadar olur. 2 yaşını geçer. Birden bire konuşmaları çok yavaşlar, ağııır ağıııır, can çekişir gibi konuşmaya başlarlar.Sanki yavaş konuşma moduna geçerler. Kelimelerinin son heceleri uzuuuun uzuuun söylenir.çç Bir kelimeyi doğru şekilde ifade edebilmek için 4-5 kez tekrarladığı olur. Amaç cümleyi doğru şekilde ifade etmek istemesidir.Nedeni ?Konuşma gelişimi zihinsel gelişimini yakalamıştır.

Çocukların bu dönemlerine bayılırım. Çok ama çoook tatlı olurlar. Bazen onları dinlerken bir türlü sonunu getiremedikleri 6-7 kelimelik cümleleri doğru ifade edebilmek uğruna tekrar tekrar söylerler ya içime birşey oturur. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelir.
Cümlenin sonu gelir, çocuk rahatlar sen rahatlarsın.
Tam bıcır bıcır oldukları dönemdir.
Biz şimdi tam da bu dönemdeyiz. Çınar'ı konuşurken izlemeye bayılıyorum.
 Çok ciddileşiyor ve bu anda büyümüş de küçülmüş gibi görünüyor..Boyundan büyük laflar ediyor. Eskiden "istemiyoYum" tarzındaki ifadeler artık "istemiyoğğRğum" tarzında oluyor. R ile Ğ arası. Beyaz gibi söylüyor aynı. Bir de sonra yoooo RĞĞĞ ummm diye baskılayıp uzatarak söylüyor ki gel de ısrar et.


Şu ara her cümle "istemiyorum" la bitiyor. Müthiş baskın bir karakter oldu evde. Ne söylense yapmak istemediğini belirtiyor. 
Şeni öpmek istemiyoğğrrum, sarrğğrılmanı istemiyorrrğğrum, uyumak istemiyorrğğrrum, yemek yemek istemiyorrğğrruum, eve ditmek istemiyorrğğuum, dışayı çıkmak istemiyorrğğrrum......


Fotolar Emre Jr-Sibel'lerde bir iftar yemeği... Demir, Arda, Emre Jr ve Çınar.
Terasta onlar için hazırlanmış mini sinema salonunda film izlediler, tatlı yediler, oyun oynadılar. Çok keyifliydi. Büyüdükçe paylaşımları artıyor. Hem onların hem bizim.. İyi ki varsınız.

6 Eylül 2010 Pazartesi

2 Kahramanın ardından

Çarşamba'dan bu yana "hayat"ı sorgularken 2.haber de geldi. Önce sevgili arkadaşımFunda'nın babası ardından Nehir. Blogda kötü şeyleri yazmayacağıma dair söz vermiştim ama 5 gündür birileri için ağlıyorum. Birisinde yaşanılan herşeye canlı tanık oldum, birisinde okudum.
İkisi de çok mücadele etti ve ikisi de artık acılarından kurtuldu.
Söylenecek hiçbirşey yok "Mekanları cennet olsun. Huzur içinde yatsın" dan başka.
Sözün bittiği yer bu olsa gerek.

2 Eylül 2010 Perşembe

1 Minik Dev Adam

Son yazımdan sonra bir takım değişiklikler yaşadık. Bu değişiklikler beni mutlu ettiği gibi önümüzdeki günlerde ya da aylarda Çınar da bu değişikliklerden mutlu olacak eminim. Çünkü aslında herşey tam da onun istediği gibi olacak. Benim de gözüm arkada kalmayacak.

Şimdi bu profesyonelce mi? Hayır!!!! Hem de hiç de değil.
Çınar benim işimi engelleyecek mi? Evet, belki ya da ilk başlarda.
Aradaki dengeyi nasıl sağlayacağım? Zor olacak benim için.


Yeni açılan bir okul. (Bir önceki yazımda yazdığım anaookulu değil) O okulda müdür bir anne. Yemek istemediğinde, uyumak istemediğinde, canı yandığında, anne şefkati istediğinde soluğu benim yanımda almak isteyecek, biliyorum ve eminim.
Ben ise orada anneliğimi rafa kaldırmak zorunda kalacağım.
Çınar şaşıracak çünkü annesi orada daha farklı olacak, diğer çocuklar üzülmesin diye herkesin yanında ona sarılamayacak.
Anne ne yapacak? Kapının önünde anneeeeeeeeeee diye ağlayan bir çocuk sesiyle veli görüşmesi yapmak isteyecek mi?
Hayır!!
Dengeyi kurmak zor olacak.



Çınar'ın keyfi bu aralar tavan yapmuş durumda. Büyünce basketçi olacağım diyordu. Şimdi bunu destekler şeyler yaşıyor.
Önce Demir ile FIBA Dünya Basketbol şampiyonasında Türkiye'nin ilk maçına gitti. Sonra diğer maçları evde heyecanla izledi.  Şu an yine babasıyla Türkiye-Çin basketbol maçında.
Bu arada akşam uykularımız rafa kaldırıldı.


Evde sürekli basket oynuyor.
Yemek yiyip, uyuyup, boyunun uzamasını bekliyor. Boyu uzadığı zaman basket atabilmeyi hayal ediyor.
Umarım Çınarişkom, umarım, küçüçükken, 2,5 yaşındayken hedeflediğin boyundan büyük hayallerini gerçekleştirebilirsin minnoşum.


Fotolar cep telefonundan çekildiği için en net olanları bunlardı :(