14 Eylül 2009 Pazartesi

Post-it

Sabah ilk iş banyoyla başlıyor. Sonra üzerinden çıkanlar beyaz sabunla elde yıkanıp, ardından bir gece sabunlu bekletilmek üzere kenara koyuluyor. Ertesi gün makineye.

Gün içerisinde 2 , 3 kez banyoya girilip baştan aşağıya tekrar yıkanılıyor.

Yemek zamanı ise yoğun stres altında devam ediyor. Ama stres ona hiiiç belli bile edilmiyor. Yemiyor musun tamam denip kaldırılıyor.

Arada bir gece ateş, ertesi gün kusma, aç, sadece anne sütüyle beslenip yaşamaya devam.

Gecelerden hiç bahsetmeyim. Çin işkencesi gibi. Uyu, uyan, uyu, uyan...

Sanırım geçti bu günler. Umarım...


Dişlerden kaynaklı olan ishali tam atlatmışken ardından viral enfeksiyon nedeniyle tekrar ishal olup iyice eridi Çınarişkom. Bayağı eridi yani. İnce bir boyuna, saçlarla kocaman bir kafa geçirmiş gibi görünüyordu gözüme.

My Gym'deki top havuzundan şüpheleniyorum. Ya da o ortamdan. Oraya gittikten 2 gün sonra belirtileri başladı çünkü. Doktor da büyük ihtimalle oradan kaptığını söyledi.

En son doktora "Neden geçmiyor bu kahrolası ishaal" diye ağlamaklı yakındığımda, bunu öncekiyle karıştırmamı, bunun aslında 2.gün olduğunu söylediğinde ise ishalin 18. günüydü toplamda. Sadece arka arkaya geldi hepsi. ( Ne çok kullandım bu kelimeyi yafuu. Ama insan anne olunca en sık kullandığıve duyduğu kelimelerden biri bu ve bunun türevleri oluyor sanırsam :))

Ardından ben mide bulantısı, baş dönmesi ile hasta oldum. Virüs oğuldan anaya, anadan babaya şeklinde yayılarak tüm aileyi kapladı.

Şimdi babamız hariç hepimiz iyiyiz.

Beni en mutlu eden ise kaşığı uzatınca ağzını açması.

Az da olsa yemesi, kusmaması ne güzel birşeymiş meğer.

Altı üstü viral bir enfeksiyon aslında. Ama küçük büyük hastalıkların hepsi üzüyor insanı. Her defasında aynı şeyi düşünüyorum. Anne-baba olmak ne zor. Çocuk büyütmek ne zor.

Gecelerimizde pek birşey değişmedi. Hala sık sık uyanıyor. Yoğun bir ayrılık kaygısı yaşadığını düşünmeye başladım. Son zamanlarda Çınar'ın 5. uzuvum olduğuna iyiden iyiye emin olmaya başladım zaten. Bundan dolayı benim bedenimden 1 dk olsun ayrılmak istemiyor.

Sürekli uzatarak aaaaaaaanniiiiii diye sesleniyor. Babasıyla oynarken bile oyununu bana göstermek için sürekli aaaaannniiii diyor.

Hele ki yanımıza bir yabancı gelmesin. Annni, anni, anniiii arada düzeltip aaaannneeeee....Baba gelse bile kar etmiyor, 5 dk oynasın 6. dk da hop hemen benim kucakta, kafa omuzumda.

Bugün bir ara başıma ağrılar girdi artık bu kelimeyi duymaktan.Hala da devam ediyor.

Ha arada annniiii baaaaaaa (bak) diye yanına başka şeyler de ekliyor. Ya da annnniiiii kaaayııı (kaldır), aaaanniiii kipaaa (kitap), aaannniii oyna gibi şeyler ekleyerek renklendiriyor ama her kelimenin yanında illa ki annisi olacak.

Böyle olmayacak. İşe başlamam ya da haftada bir iki gün Çınar'ın benden başka biriyle vakit geçirmesi lazım. Yapıştı kaldı bana. Üst üste, alt altayız tüm gün.

Ciddi ciddi çok bunaldım yani. Sonbahar da geldi zaten. Tam üstüne tuz biber oldu.

Posted by Picasa

20 yorum:

ELÇİN'İN YERİ dedi ki...

en son bu yorumu yazmıştım

^^elbette sen daha iyi bilirsin ama bu top havuzu ile ilgili bir yazı okudum geçenlerde.çocuklarda ishal ve bir çok hastalığa neden olan virüs varmış onlarda...allah korusun^^

ve hastalanmasına inan çok üzüldüm kuzumun :(

çok geçmiş olsun

a.y. dedi ki...

Çok geçmiş olsun Sermin'ciğim. Her şeyin biraz yoluna girmesi sevindirici en azından. Top havuzu meselesine gelince nereye kadar kaçırabilirsin ki ? Kaçırmak da doğru mu peki? Karmaşık işlermiş bu işler:( Ya bir de bana mail adresin gerekli vardı ama bulamadım neyse?

Sen Gelince dedi ki...

Sermin'cim seni o kadar iyi anlıyorum ki:) Özellikle şu günler bizim için de çok zor... İshal konusunda geçmiş olsun... Umarım çok uzun sürmez... Ama çocukların biraz daha uzun sürüyor... Buna hazırlıklı ol ve moralini bozma... Bizim de 13 gün süren viral nedenli bir ishalimiz olmuştu... Hiç bitmeyecek sanmıştım... Uyku konusunda bir şey diyemiyorum... Hani kelin merhemi olsa kendi başına sürer misali... Ama biraz kendinle başbaşa kalma konusunda çok haklısın. Ben çalışıyor olmama rağmen, çalışmayan annelerin işinin çok daha zor olduğunu düşünüyorum...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

sermincim
şimdi tereciye tere satmak gibi olacak, sen daha iyi bilirsin, ama bu ayrılık kaygısı 18.aydan sonra azalıyor-muş(umuyorum diyelim) .. şimdi işe başlarsan çınarın endişelerini artırmış olmaz mısın? geceleri daha çok uyanıp seni aramaz mı? özlem girecek bir de işin içine. bence sabret birkaç ay daha. biraz daha senin bir yere gitmeyeceğini idrak etsin, biraz daha büyüsün. biraz daha biraz daha... bu yaşa kadar getirdin büyük bir sabırla, azz daha sık dişini.
şöyle bir şey önersem; mesela eve haftada birkaç gün bakıcı-yardımcı gelse. çınarla ilgilense. sen de kısa süre evden çıksan, iki satır bişeyler okusan, işin gücüne baksan falan..
bi de sonbahar iyidir yaa, tatlı serinlik falan. biz bıktık da sıcaklardan :)

Anne İş'te dedi ki...

Sevgili Sermin;öncelikle çok geçmiş olsun,hepinize...Çınar biraz süzüldü diyorsun ama maşallah,hala çok şeker,boncuk,boncuk...Dr.umuzun tavsiyesi özellikle sonbahar/kış aylarında oyun salonlarının hastalık yuvası olduğu..Ama insan bilse de bazen basireti bağlanıyor,yada eğlensin istiyorsun yada sadece zaman geçirsin..O kanguru ailesi durumları,hastalık zamanlarında biraz daha artıyor galiba.Mesela Ezel de anneyi seslenme ünlemi olarak kullanıyor..ilk başlarda insanı çok mutlu eden bu kelime bazen boğabiliyor;insanız neticede hergün aynı kıvamda değiliz..Kendine ait zamanlar ayırmak mevzuunu düşünmelisin bence de.Kimi anneler bunu bencillik olarak yorumlasa da ben öyle düşünmüyorum.İlk 9 ay birebir anne,muhakka ama ondan sonrası için kademeli geçiş.Hem anne hem çocuk için..Ama sanırım en güzeli biraz dinlenip,zihnimiz açılınca bu veletleri uyurken bile özlüyoruz ya ..dünyaya bedel..

Burcu dedi ki...

Serminim, evet galiba evde olmak çalışmaktan daha zor. Çünkü ben gerçekten işyerinde nefes alabiliyorum. Ama akşamları eve gittiğimde de bunun intikamını alıyor Arda naz yapa yapa.. Çok bunalmışsın, annenler baksın gün içinde 2-3 saat, ya da hep diyorum sana bir yardımcı bul kendine haftada 2-3 gün. Tamam söylemiştin gelenler oldu ama anlaşamadım diye ama böylesi hem senin için hem de stresini hisseden Çınar için daha kötü değil mi? Zayıflığına da moralini bozma diyeceğim ama anlamsız olacak biliyorum ama yapacak bir şey yok tatlım. Sağlıklı olsun da varsın zayıf olsun.Hastalıkları atlatın görüşelim en kısa zamanda.. Hatta Çınar'ı bize bırakın siz karı koca gidin bi sinemaya.. walla bak...

AYÇA dedi ki...

Hepinize geçmiş olsun canım...Evde olup seni en iyi anlayanlardan biriyim. Keşke gün içinde 1-2 saatte olsa bırakabilsen Çınarı annanneye,babaanneye ya da güvendiğin birine ağlasa bile dayanabilsen.Hem o alışır bu duruma hem sen biraz kendine zaman ayırırsın. Annelik zor. Allah daha büyük dert vermesin. O kadar şanslıyız ki aslında tek sorunlar hayat boyu böyle küçük şeyler olsa keşke....

sib dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
sib dedi ki...

tatlı kuzum seni cok iyi anlıyorum..9 ay kendi basıma idare ettim cok zorlanmıstım cok..simdi bakıyorum da o gunleri nasıl arıyorum..yapışsın kalsın inan hiç pişman olmayacaksın

bence işe dön artık, inan o gelen tekliflerden birini değerlendir..bence ilk ay zorlanacaksın ama sonrasında toparlanacaksınız..hersey cok guzel olacak, inan...

seni seviyorum serminiiiiiiiiim...

Naile dedi ki...

Çok geçmiş olsun Sermin. Şu kısacık bir araya gelmelerde bile böyle günlerce sürünecekse bu minikler napmalı bilmiyorum ki??

Sermin dedi ki...

Elçiiiin@ zaten hastalanır hastalanmaz ilk aklıma gelen senin o yorumun oldu.

Anne Yazar @ haklısın aslında. hiç öyle soğuktan, mikroptan aşırı oruyan bir anne olmadım. alışsın bünyesi diye. ama şimdi gözüm korktu. mail adresim: ksermin@gmail.com


Özlemcim @ geçti çok şükür iyiyiz. evet evde sürekli olunca çok yoruluyor insan. nefes almak ihtiyacı duyuyor insan.


Hülya@ zaten ben işe başlayım desem en azından 2-3 ay geçer. 2-3 günlük bakıcı fikri iyi ama "bakıcı" kısmı beni kasıyor işte :(


Dijle@ anne de insan değil mi :) bizim de canımız vaaar :(

Burcucum yaa bir yanda Çınar bir yanda Arda düşünemiyorum bile. 2 tane en hareketlisinden sana. Ama aklımda birgün çok sıkışırsam bırakırım ;)

Ayça@ bu haftadan itibaren babaanneye haftada 1-2 kez bırakacağım. artık ağlar mağlar alışır napiim.

Siboşum evet arayacağım bu günleri biliyorum. hele emdikten sonra kafayı koyup göğsüme uyuyor ya o an tüüüüüüm dünyalara bedel. ben de snei seviommm

Naile@ ben de aynı şeyi sorguluyorum. ya alışacak ya da hiç çıkmayacak. ikisinden biri. ikisi de zor :(

durununannesi dedi ki...

Çook geçmiş olsun.Hatırlarsan Duru'da 3 hafta ishal olmuştu ve hala tam geçmedi.O günden sonra düzelemedi tam ama mikrobik değil.Birşeye alerjisi var çözemiyoruz.Seni anlıyorum ve inşallah Çınar bir an önce toparlar diyorum.Bu 5.uzuv meselesi bu aralar biz de de var.Kuyruk gibi nereye gitsem peşimde.Elimden tutup yanına getiriyor.Yabancıyı bırak babası elinden tutup biryere götürse ağlamaya başlıyor.Tuvalete gitsem kapıya dayanıp,yumrukluyor.Hele anne lafı Çınar'cım gibi kibar da değil.Bizimki Annaaaa diye bağırıyor:)Biz de benim akıl sağlığım için bakıcı düşünüyoruz ama bir yandan da sıkıyım dişimi diyorum:)

mummy dedi ki...

Sermincim öncelikle geçmiş olsun..Bu ara anne bloggerlar da pek bunalımda oku oku ben de bunalıma gircem şimdi:)

Arada babannesine bırakma şansın varsa mutlaka değerlendir,inan bana hiç öyle tahmin ettiğin gibi zor olmuyor -kısa süreli-annesizlik onlar için..Bütün eziyetlerini annelerine yapıyorlar..Ben kesin bir ay kadar hrgün ağlayacak falan diye düşünmüştüm işe başlarken,öyle yapışıktık,öyle tek vücuttuk yani..Hiç öyle düşündüğüm gibi olmadı,çok çabuk adapte oldu Ece duruma..Onlar alışma konusunda daha başarılılar bize göre emin ol..

Öperim yakışıklıyı..

Ayça dedi ki...

Biraz geç olmuş olabilir, çok geçmiş olsun hepinize. Umarım iyileşmişsinizdir. İkiniz de çok güzel görünüyorsunuz resimde. Bırak yapışsın kalsın derim, ileride arkadaşlarıyla oynarken anne lütfen odamdan çıkar mısın diyecekler bu küçük adamlar bize :) Benimki şimdiden beni gönderiyor yanından bazen. Anne nen işe dit dediği oluyor.

Sermin dedi ki...

Bigecim aynen wc kapısının önünde ağlıyor yaaa. korkunç!
çınar pek kibar bir de söyleyişini duysan kız zannedrsin. sesini inceltip de söylüyor:) duru'nunki de iyiymiş ama :)

Esracım vallahi tam bu yazıyı yazarken dedim ki bu aralar herkes bunalımda yazmasam mı diye :) mevsimden kaynaklı herhalde. ya da çocuklar sapıttı. okullar açıldı falan. işin hayırlı olsun. bşraz olsun rahatlamışsındır umarım.

Ayçacım seninki 2. bebişten sonra geriye döndüş yaşayacak bak gör. kıskançlık durumları, anneyi paylaşmama falan.

Tülay Çulha Sarı dedi ki...

Sermincim Kartal da bir haftadır hasta mikrobik bi durummuş özellikle iki gün hem ateş hem ishal çok yordu miniğimi; onun için seni çook yakiinen anlıyorum. Sanırım mevsimle birlikte geldi bu durum hep duyuyorum minikler ardından da anneler hasta! Çok geçmiş olsun!

Eren Derin dedi ki...

Sermincim bizim ishal günlerini hatirladim. Allah kolaylik versin size. Cok zor gercekten. Eren'e de okuldan ishal yapan Nora virüsü bulasmisti. Burada biliyorsun bütün virüslerin bir ismi var :) Doktorun dedigi yemek yemesin ama susuz kalmasin. Bol bol su icsin. Bir de cocuklar isin ishal degilde en kötüsü kusmaymis.
Umarim cabuk iyilesir minik yakisikli.. Ilk fotografa bayildim :) Masallah, nazar degmesin ona!

R. Berin Tuncel dedi ki...

çok geçmiş olsun..biz de bir benzerini yaşamıştık ve hastanedeki çocukların çoğunda benzer sıkıntılar vardı.ülke genelinde yaygınlaşan bir salgın sanırım;çok duyuyorum.bence en büyük şans anne sütü alabiliyor olması.sağlıklı günler diliyorum...

yeşim dedi ki...

Sermin çok geçmiş olsun, Çınarişkoya da size de.. Benc de evde bakıcı şart, en azından haftada bir kaç gün. Bizim Mert'e bakan ablası ben işe başlamadan önce de haftada iki gün geliyordu, bir günü de genelde cumartesi oluyordu, sinema vs bir yere kaçalım diye. İşe başlamak iyi fikir bence de..Ama Mert eve dönünce en az bi yarım saat bana naz yapıyor, olmadık şeylere ağlıyor...SOnra da yapışık ikiz oluyoruz zaten..

Sermin dedi ki...

Tülaycım geçmiş olsun yakışıklıma. Salgın varmış bu aralar bütün çocuklar hasta dedi doktor. Tam da mevsim geçişi ya bu aralar ortalık virüs kaynıyor. Dikkat etmek lazım. Fatih'e selam.

Meltemcim geçirdik bitti çok şükür. Evet ishalden önce kusma tehlikeliç Neyse ki sadece birgün kustu bir daha olmadı. Eren'i öptük.

Ensar Bera'nın annesi. Ne güzel ismi var kızının, bayıldım. eylül boyunca hep sürecekmiş bu salgın. öptük.

Yeşim aslında işe başlayınca bir akrabam bakacak ama işten ayrılacağı için yarım gün gelemeiyor. bakıcı fikri beni çok kasıyor. tanımadığım biri falan. şöyle güvenilir birini bulursam işe başlayana kadar bana destek olacak, neden olmasın ama :)