9 Eylül 2008 Salı

Biliyorum biliyorum çok tatlılar!




Önce ayaklarını, şimdiyse onların tadını keşfetti Çınar.
Ben tadına ondan önce bakmıştım. Çooooooook lezzetli ve tatlılar.



Hafta sonu iftarda Bilkent'teydik.
Bir ara oruç ve gezme bitkin kıldığı için oğlumla ben babasına göstermeden içeceklerimizi içtik.
Anladık ki ramazanda gezmek zor oluyormuş.

Biz de biraz abartmış olmalıyız ki Çınar da akşama bitkin düşmüştü. Bir gün içinde çocukla 5 farklı yere gidip, arabadan inip, binip baza, ferforje bakıp, babaanne, dedeyi ziyaret edip, alışveriş merkezinde terlik, ayakkabı alıp, arkadaşa uğrayıp bir emaneti alıp, oradan da Real'i gezmeye gidince bizimle beraber o da yoruldu yattığı yerden.

İftarda biraz mızmızlansa da bu yorgunluğun üstüne bunun hakkı olduğunu düşünüp biraz alttan aldık Çınar Beyi.

İstediklerini yaptık kendimizi suçlayarak. Kucakta uzun uzun oturdu Çınar.

Bunun üzerine çocukla oyuncakçıya gitmenin nasıl birşey olacağını düşündüm. Büyüyünce onun istediği şeyleri alıp almama konusunda şimdiden Serkan'la çok tartışıyoruz, bu durum faaliyete dönüşünce nasıl ortak noktayı bulacağımızı bilemiyorum. Gerçi çocukla oyuncakçıya gitmişsen en azından bir tane oyuncak almayı garantilemişsin demektir. Yoksa çocuğun kursağında bırakmaya gidilmez oyuncakçıya di mi?

Kesinlikle her istediğini elde etmiş doyumsuz ve mutsuz kuşak çocuklarından olmasını istemediğim oğlumun babası ise fazla! duygusal yaklaşıp onun her istediğini alacağını söylüyor. Hararetle bu konuda tartışır buluyoruz kendimizi daha ortada fol yok yumurta yokken.
En sonunda Serkan "Yine bilimsel konuşmaya başladın. Anlamam ben çocuk gelişiminden, eğitiminden. Alacağım işte ne isterse." diyip tartışmaya son noktayı koymuş oluyor.

Neyse, el mi yaman bey mi yaman göreceğiz ilerleyen senelerde.










Posted by Picasa

7 yorum:

Burcu dedi ki...

Kesinlikle çocuğa her istediğinin alınmaması gerektiğine ben de katılıyorum Sermin. Aksi takdirde, doyumsuz bir nesil, uğraşmadan didinmeden istediğini elde eden tembel birey yetiştiririz.. Ama orda bana bunu aaalll diye ağlarken "hayır" diyeilmek de -ki imkanın da varken- o da biraz sabir isi değil mi??

Sermin dedi ki...

Zaten bunu bir süre tekrar eder de sen almazsan ağladığında birşey elde edemeyeceğini öğrenir ondan sonra sen rahat edersin. Bir de evden çıkmadan kuralları koymak en iyisi. Evden çıkmadan birşey alamayacağını ya da 1 tane oyuncak-kitap vb alacağını bilmesi daha rahat olur. keşke istediği şeyler kitap gibi anlamlı şeyler olsa.

defneyleyasamak dedi ki...

Nasıl güzel fotograflar olmus bunlar Sermincim, bayıldım, ellerine sağlık...

gezicini dedi ki...

yahu ben de şimdiden oyuncakçılara girmesem daha iyi olur diyorum. şimdilik az ama öz oyuncağımız var. kuzenlerinden de geliyor, ben de bazen dayanamayıp alıyorum. ( en son mothercare den bir tırtıl aldım!)neyse, görüşelim, bebekleri tanıştıralım, birlikte oynasınlar.
anne kucağındaki fotoğrafa bayıldım!
sevgiler
gorki

Sermin dedi ki...

Sevgili Defdefin annesi teşekkürler. Sizinkiler kadar güzel olmasa da!

Gorki o tırtıldan bizim de var hatta resimde de var Çınar ona bayılıyor. Görüşelim çoook sevinirim. oyuncak konusunda ben bazen kendime hakim olamıyorum. her gelşim alanını destkleyen şeyler almaya çalışıyorum. o zaman da çok oluyor sanırım.

bilgen terapisi dedi ki...

bu alışverişin bir sonu var sanıyorsunuz değil mi???... hayır kötü her:) maalesef bu alışverişin sonu yok. sen kendince mantıklı olanı alırsın, ama o ortalık batıran, gürültülü, belki boyası malzemesi de zararlı olanı ister. ayrıca stokculuk da bir yere kadar. çünkü belli bir gün geldiği zaman, sen aldıklarına pişman, ama o aldırmaya azimli oluyor. senin aldıkların sadece kalabalık(!) oluyor.onun da tatmin olması gereken bir yanı var. kendisi seçip almayı isteyecek. doyumsuz bir şekilde al sana bak ne aldım durumunda ebeveynin tatminsizliği ortaya çıkıyor.

Sermin dedi ki...

Canım benim Bilgencim yorumların da sen de iyi ki varsın..