14 Temmuz 2008 Pazartesi

Uçakla ilk yolculuğumuz


-Oğlum anneannesiyle-





-Oğlum dedesiyle yazlığın bahçesinde-



2,5 aylıkken ilk tatilimiz için ana-oğul anneanemizin ve dedemizin Didim'deki yazlığına gittik. Dedemiz bizi havaalanından almak için önce gitti. 2 gün sonra da biz çıktık yola. Anneannemiz, ben ve Çınaaaar. İnternetten araştırdığıma göre uçaktaki basıncı bebekler tolere edemedikleri için uçakta ağlarmış ve bunu engellemenin tek yolu iniş ve kalkışlarda emzirmekmiş. Çınar için de ayrı koltuk aldık ki ana kucağını koltuğa koyayım rahat rahat gidelim diye. Çocukla seyahate gitmenin zorluklarını daha valiz hazırlarken anlamış oldum. Kendi cücük kadar ama eşyaları benimkinin 3 katı. Ateş ölçeri, banyo küvetini götüremeyeceğimiz için üstüne yatacağı süngeri, havluları, Calpol, vücut losyonu, tarağı, uyurken kullanacağımız kamerası, gaz ilacı, vitamini, süt sağma makinesi, kullanmıyor ama her ihtimale karşı ya kullanırsa! diye aldığım biberonu, hadi onu reddetti diyelim onun yerine kullanacağı kaşık biberonu, emzikleri, pişik kremi, çıngırakları, araba camı güneşliği..... Liste bayağı uzun. Oradan alabileceklerimizi (bezleri, alt açmaları, deterjan ve yumuşatıcısı) yanımızda yük etmedik. Bu arada orada gündüz kullanacağımız ev tipi ana kucağını da dedemiz önden götürdü.

Normalde 1 haftalık tatile 1 senelik kıyafet götüren ben, bu sefer çocuğum için fedakarlık! yapıp daha az kıyafet götürdüm. "Sen anne oldun artık, çeşit çeşit süslü kıyafetler senin neyine!" diye düşünerek basit 2-3 tişört ve şortla idare edebileceğimi de öğrenmiş bulundum.

Gaayeeet stresli bir şekilde uçağa binip "ya ağlarsa" endişesi içinde kalkış öncesi emzirmeye başladım. Daracık koltukta annem bir yandan battaniye ile bizi kapatıyor, bir yandan battaniye düşüyor, geçen hostlar bakıp kafalarını çeviriyor. En sonunda 3.koltuktan bize battaniye tutmaya çalışan anneme "Amaan boşver anne kutsal birşey yapıyorum ben" diyip attım bataniyeyi. Bu sefer de "ya doyar da inişte emmezse" diye biraz emdirdikten sonra bıraktım emzirmeyi. Uçakta bir sürü bebek vardı ve çoğu ağlıyordu. Bir tanesi hariç, Çınar! Akıllı oğlum inene kadar da uyudu. Tahmin ettiğim gibi inerken hem uyandırdığım için hem de karnı tok olduğu için zor oldu emdirmek ama zar zoooor aldı ve sorunsuz bir şekilde atlattık yolculuğumuzu.

Baktık dedemiz bizi karşılamaya gelmiş. Bodrum-Didim arası 1 saatlik yolu da uyuyarak rahatça atlattık. "Hadi bakalım darısı dönüşe" diyerek başladık tatilimize.






0 yorum: